OECD Temelinde Grup içi Finansman İşlemleri

Yayınlanma Tarihi: 24 Mart 2021


Türkiye’de Holding, bağlı ortak ve iştirakleri arasında ilişkinin en yoğun olduğu alan şüphesiz grup içi finansman işlemleridir. Vergi incelemelerinde ve  dava içtihatlarında  grup içi finansman en çok ele alınan konular  arasında olmaya devam etmektedir. Özellikle Covid 19 pandemisi  Grup içi fonlamaları arttırmış; Grup içinde nakit yönetimi en değerli işlevlerden biri konumuna gelmiştir.

Grup içi finansman işlemleri; Grup Şirketleri arasında krediler, kefaletler, cari hesap adatları, nakit havuzları, hazine yönetimi, hedging işlemleri olarak sınıflandırılabilmektedir. Grup Şirketlerinin birbirlerine fon sağlarken söz konusu fonu alan ve sağlayan açısından emsallere uygunluk prensibine uygun fiyatlama yapılması gerekmektedir. Türkiye, transfer fiyatlandırması düzenlemelerinde temel  olan emsallere uygunluk prensibini  OECD transfer fiyatlandırması rehberi  paralelinde benimsemiştir.  Mal alım/satım ve hizmet alım/satımında uygulanan OECD yaklaşımının grup içi finansman işlemlerinde de uygulanması gerektiği açıktır.

Türkiye’deki uygulamalara baktığımız zaman finansman işlemlerinde  genelde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası “TCMB”  reeskont faiz oranları , TCMB mevduat faiz oranları ya da şirketin kendi finansman maliyetlerinin emsal olarak dikkate alındığını görmekteyiz. Bununla birlikte  grup içi finansmanlarda uygulanacak faiz oranlarının OECD  yaklaşımı çerçevesinde de değerlendirilmesi gerekmektedir. OECD yaklaşımı benimsenmesi özellikle yurtdışından sağlanan finansmanlar ile ilgili çifte vergilendirmenin önüne geçebilecektir.

OECD finansal işlemlerin transfer fiyatlandırması açısından değerlendirilmesine ilişkin  olarak  3 Temmuz 2018 tarihinde Taslak Rehber  yayınlanmıştır. OECD Vergi Matrahı Aşındırması ve Kar Aktarımı (BEPS) Aksiyon Planı’nın önemli parçalarından biri olan ve OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberi’ne 10. bölüm olarak eklenen  nihai versiyon ise 11 Şubat 2020’de yayınlanmıştır.

OECD yaklaşımında ilişkili taraflar arasındaki  finansman işlemleri analiz edilirken; finansal işlemlerin niteliğinin doğru bir şekilde tespit edilmesi, borçlu ve alacaklı tarafların sahip oldukları diğer gerçekçi alternatiflerin  doğru şekilde değerlendirilmesi ve fonksiyon, risk ve varlık analizlerinin detaylı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve finansal işlemlerin emsallere uygunluğunun değerlendirilmesinde kullanılacak yöntemlerin seçimi esastır.

Gerçekleştirilen finansal işlemlerden elde edilen faydaların, piyasa verileri, makroekonomik göstergeler, üstlenilen riskler gibi noktalar ile beraber değerlendirilmesi, Çok Uluslu İşletme (“ÇUİ”)’lerin grup içerisinde finansman politikası oluşturulması ve bunun dokümante edilmesi önemlidir.

Grup içi krediler

En sık karşılaşılan işlem olan Grup içi kredi işlemlerinde borç alan ve borç veren tarafların ayrı ayrı  analiz edilmesi gerekmektedir.  Grup içi kredi işlemlerinde temel olarak Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi (KFY) kullanılmaktadır. KFY kullanımında iç emsal ya da dış emsal analizleri yapılmaktadır.

Emsal analizlerinde gerçekleştirilecek fonksiyon, risk ve varlık analizinde kredi alan tarafın ( borçlunun) Gruptaki stratejik önemi, borcunu ödeyememesi durumunda Gruptan alacağı destek  ve borçlu tarafın faaliyet gösterdiği sektörün makro ekonomik göstergeleri grup içi kredi işleminin koşullarının emsallere uygunluğunun belirlenmesinde önem teşkil etmektedir. Grup Şirketlerinde bağımsız bankalar ile finansman işlemi olması durumunda söz konusu kredi işleminin hüküm ve koşullarının ilişkili kişileri ile gerçekleşen kredilerin hüküm ve koşulları için emsal olup olmayacağı değerlendirilmelidir.  İç emsal olmaması durumunda dış emsal analizleri yapılmaktadır. Dış emsal analizlerinde ise Thomson Reuters, Loan connector, Bloomberg gibi veri tabanları kullanılabilmekte;  kredi emsal faiz oranı belirlenirken  yalnız kredi değil işlemin mahiyetine göre bono, tahvil mevduat gibi finansal araçlara da bakılabilmektedir.

Grup içi kredilerde  dış emsal  faiz oranının belirlenmesi içi en önemli hususlardan birisi borcu alan tarafın kredi notudur. Emsal çalışmalarında bu bağlamda birçok çalışması bulunan kredi derecelendirme kuruluşlarının  kullandığı yöntemler izlenebilecektir.

Türkiye’de grup içi kredi işlemlerinin emsallere uygunluğunun tespitinde uluslararası kredi kuruluşlarının çalışmalarına pratikte çok fazla rastlanmamaktadır. Türkiye’de grup içi kredi işlemlerinde öncelikle kurumun mevduat faiz oranı ya da  mevcut Banka kredileri iç emsal olarak dikkate alınabilmekte, bunların olmaması  ya da karşılaştırılabilir olmaması durumunda, TCMB veya piyasada geçerli olan faiz oranları dikkate alınmaktadır. Bu yaklaşım piyasa hakkında bilgi sağlasa da daha analitik olan ve OECD yaklaşımına daha uygun olan ekonomik analizlerin gerçekleştirilmesi önemlidir.

Türkiye’de faaliyet gösteren Şirketlerin de yurtdışı Grup Şirketlerine kredi kullandırabileceği göz önüne alınırsa;  krediyi alan Şirketin kredi notu ve kredi notunu etkileyen ülke risk primi de kredi faizinin tespitinde önem kazanmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki Şirket bu parayı Grup Şirketine kullandırmasaydı en gerçekçi ve benzer risk seviyesinde yatırım getirisi ne olacaktı (fırsat maliyeti) sorusunun cevaplanması  gerekmektedir.

Grup içi finansman işlemlerinde temel odak noktası faiz oranının emsallere uygunluğu olsa da; OECD rehberi paralelinde dikkate alınması gereken diğer hususlar; söz konusu finansmanın kredi mi yoksa sermaye niteliğinde mi olduğu;  krediyi veren ve krediyi alan taraflar açısından en gerçekçi ve mümkün diğer seçeneklerin neler olduğunun irdelenmesidir.  Analizlerde bağımsız taraf bu krediyi bu Şirkete  bu şartlarda verir miydi sorusunun cevabı aranmalıdır.

 

Nakit havuzu

Grup içi krediler kadar sık olmasa da ; borçlanma faizlerinin azaltılması, faiz gelirlerinin maksimize edilmesi, nakit yönetiminin merkezileşmesi amaçları ile grup içi nakit havuzu uygulamasına sıkça başvurulmaktadır. Havuzdaki mevduat ya da kredilerin borç ve alacak bakiyelerinin kısa vadeli ödenmesi gerektiği varsayılan uygulamadaki ödeme vadelerinin uzaması durumunda Grubun finansman politikalarına bakılması gerekmektedir. Grup içi nakit havuzu işlemlerinden elde edilen gelirin emsallere uygunluğunun tespiti sahip olunan işlevlere, üstlenilen risklere ve ekonomik koşullara göre belirlenmelidir.

Teminat İşlemleri

Finansal garantörlük, garantörlük edilen borçlunun borcunu ödeyememesi durumunda garantörün yerine getirmesi gereken hukuki sorumlulukları olan yükümlülüktür. Ayrıca; Grup Şirketinden birinin solo finansalları nedeniyle uygun oranlarda faizli kredi alamaması sonucu Ana Şirketin kredi notunu kullanarak daha uygun orana faiz  alması da Ana Şirket tarafından sağlanan garantörlük olarak dikkate alınabilir.

OECD Rehberi, garantörlük işlemi sonucunda sağlanan tespit edilebilir faydanın emsallere uygun olması gerektiğini belirtmektedir. Diğer ifadeyle  garantörlük nedeniyle alınacak teminat ücretinin sağlanan faydayı geçmemesi gerekmektedir.

Sadece bir Grubun üyesi olmak nedeniyle daha uygun faiz oranları elde ediliyorsa; burada alınması gereken bir teminattan söz etmek mümkün olmayabilecektir. Garantörlük faaliyeti kapsamında Ana Şirket ya da garantör olan Şirket tarafından fiilen verilen bir garanti söz konusu olduğunda ise bu garantörlük sonucunda sağlanan faydaların analizi sonucu bir teminat ücreti belirlenecektir. Türkiye’deki uygulamalarda  pratik olduğu için kullanılan Kredi Garanti Fonu teminat oranları aslında fayda analizi gibi analizleri içermediği ve çok jenerik olduğu için yanlış sonuçlar doğurabilecektir.

Hazine Fonksiyonu

Hazine bölümünün ÇUİ Grubu içerisinde merkezi olarak yapılanan ve rutin faaliyetler yürüten hazine bölümü ile Grup içerisinde merkezi olarak yapılanmayan ve rutin olmayan faaliyetler yürüten hazine bölümünün riskleri doğrultusunda elde ettiği gelirin emsallere uygunluğunun değerlendirilmesinde fonksiyon, risk ve varlık analizi büyük önem teşkil etmektedir.

Sonuç

Son yıllarda ülkeler; özellikle OECD BEPS projesi kapsamında kendi ülkelerinde faiz gideri kısıtlamalarına gidiyor olsa da Şirketler arasında Grup içi finansman hacimlerinde azalma görülmemektedir. Covid 19 pandemisi de dış kaynaklardan ziyade  Grup içi fonlamaları arttıran bir trend sunmaktadır. Doğrudan nakit sağlanmasa bile nakit yönetimi de en değerli işlevlerden biri haline gelmiştir. Dolayısıyla Grup Şirketleri arasında gerçekleşen önemli finansal işlemler söz konusu olmaktadır.  Her ne kadar belirli şartları taşıyan finansman giderlerinin kurumlar vergisi matrahında gider olarak dikkate alınması mümkün olmasa da yine de faiz oranlarının emsallere uygun olarak belirlenmesi hem gider yazılan kısım hem de örtülü kazanç yoluyla kar aktarımı iddiası ve buna bağlı ortaya çıkabilecek  gelir vergisi stopajı  ve emsal bedel KDV si nedeniyle halen önemlidir.

Bu nedenle; Grup içi finansal işlemlerde işlemin mahiyetinin net bir şekilde belirlenmesi gerekmekte; emsallere uygunluğunun tespitinde OECD yaklaşımının kullanılması gerekmektedir. İdarenin, gerçekleşen işlemlerin emsallere uygunluğunun tespitinde grup içi finansman politikalarını da değerlendireceğini göz önüne aldığımızda, Çok Uluslu Grupların grup içi finansman politikası oluşturması ve bunu dökümante etmesinin önem taşıdığı görülmektedir.

Yazarlar: Başak Diclehan (Transfer Fiyatlandırması, Şirket Ortağı) & Gökçenur Yıldırım (Uzman)

Başak Diclehan
Transfer Fiyatlandırması, Şirket Ortağı
bdiclehan@kpmg.com