Konu: OECD, 17 Haziran 2024 tarihinde Çok Uluslu
Grupların ülke pazarlarında gerçekleştirmiş olduğu temel pazarlama ve
dağıtım faaliyetleri ile ilgili olarak emsallere uygunluk ilkesinin
uygulanmasını basitleştirmek ve düzene sokmayı amaçlayan “Birinci Sütun– Tutar
B” ile ilgili detay açıklamalarda bulunmuştur.
Özet
OECD/G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı
(BEPS) kapsamında ekonominin dijitalleşmesinden kaynaklı sorunların çözümüne
ilişkin olarak düzenlemeler getiren Sütun 1 ile küresel düzeyde asgari kurumlar
vergisi getirilmesini hedefleyen Sütun 2 çözüm mekanizmaları ile ilgili olarak bugüne
kadar OECD kapsayıcı çerçeve tarafından çeşitli raporlar yayımlanmıştır.
Bu kurallar içerisinde; gelir ve karlılık
haddi olmadan tüm Çok Uluslu Grupları etkileyebilecek Sütun 1 Tutar B biraz
daha geriden gelse de; son gelişmeler; bu alanda da çalışmaların hızla devam
ettiğini göstermektedir. OECD Kapsayıcı çerçeve, temel satış ve dağıtım faaliyetleri için emsallere
uygunluk ilkesinin uygulanmasını basitleştirmek ve düzene sokmayı amaçlayan
Sütun 1 Tutar B ile ilgili temel raporu 19 Şubat
2024 tarihinde yayınlamıştır.
Aşağıda
detayları açıklanacak Tutar B uygulaması ülkeler için zorunlu değildir. Ülke
idareleri ister zorunlu ister opsiyonel olarak mevzuatlarına konuyu
ekleyebilecek ya da konu ile ilgili herhangi bir düzenleme yapmama hakkına
sahip olacaklardır. Burada önemli konu Kapsayıcı Çerçeve üyelerinin; belirli
kriterlere göre belirlenen ve Tutar B’yi uygulayan ülkelerin (yeterli kaynağa
sahip olmayan ülkeler- kapsanan ülkeler) ilgili uygulamalarına saygı duyup
kabul etmeyi siyası olarak taahhüt etmeleridir.
İşte
17 Haziran 2024 tarihinde Tutar B’nin uygulanmasında nitelikli kapsanan
yetki makamlar olarak değerlendirilecek ülkelerin listesi ve Tutar B uygulamasında
bazı standartların farklı uygulanmasında kapsama alınan nitelikli yetki
makamları listesi açıklanmıştır.
Türkiye,
Tutar B’yi uygulaması durumunda diğer ülkeler tarafından kabul görecek kapsanan
ülkeler listesinde yer almamaktadır. Türkiye; kapsanan ülkeler ile kendi
arasında İkili Vergi Anlaşması olması durumunda siyasi taahhütte bulunduğunu ayrıca
not etmiştir.
Bunun
dışında; Türkiye faaliyet giderleri çapraz kontrolü uygulaması ile ilgili
olarak nitelikli ülkeler arasında yer almıştır. Ancak Türkiye, karlılığa ülke
riski düzeltmesi yapılması kabul olunacak nitelikli ülkeler arasında yer almamıştır.
Peki,
Tutar B nedir? Tutar B’yi aşağıdaki gibi
kısaca analiz edebiliriz.
Tutar B?
Tutar B, kapsama giren faaliyetler için
transfer fiyatlandırması emsallere uygunluk ilkesinin basitleştirilmesi ve
uyuşmazlıkların azaltılmasını sağlamak amacıyla geliştirilen uygulamalardır.
Kimler Tutar B kapsamda?
Sektör ayrımı olmadan Tutar B ile sunulan
basitleştirilmiş ve düzene sokulmuş emsallere uygunluk ilkesi uygulamasından
faydalanabilecek Grupların temelde aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirmesi
gerekmektedir;
Satış acentesi ve
komisyoncu işlemleri: Grup Şirketlerinin yapmış olduğu doğrudan
satışlarda, Grup Şirketlerine Satış acentesi veya komisyoncu olarak destek
sağlayan Şirketler;
Al-sat pazarlama ve distribütör işlemleri: Grup Şirketlerinden satmak için almış olduğu
ürünlerin ilişkisiz taraflara toptan satışını yapan Distribütör Şirketler.
Şirketin hem toptan hem de perakende faaliyeti varsa, son 3 yıllık ağırlıklı
ortalama perakende gelir, yüzde 20’i aşmıyorsa Şirket toptancı olarak
değerlendirilecektir.
Maddi olmayan malların, hizmetlerin veya emtianın
pazarlaması, ticareti veya dağıtımı Tutar B uygulamasından hariç tutulmuştur.
Aynı zamanda, dağıtım dışı faaliyetleri de olan Şirketlerin, dağıtım dışı
faaliyetlere ait fiyatlarının güvenilir bir şekilde belirlenmesi mümkünse,
bunlar ayrıştırıldıktan sonra dağıtım faaliyetleri Tutar B kapsamına
girecektir, ancak güvenli ayrıştırma yapılamıyorsa Tutar B uygulanması mümkün
olmayacaktır.
Şirketlerin ayrıca aşağıdaki ek kriterleri karşılaması
gerekmektedir.
Şirketin gerçekleştirmiş olduğu dağıtım, satış,
acentelik ya da komisyonculuk faaliyetleri rutin olmalı, gayri maddi hak
içermemeli, yüksek değerli olmamalı ve bu nedenle OECD Transfer Fiyatlandırması
Rehberi çerçevesinde mevcut ilişkili işlemlerinin emsallere uygunluğu tek
taraflı bir transfer fiyatlandırması yöntemi kullanılmak suretiyle
belirlenmelidir.
Buna ek olarak Şirketin faaliyet gideri/ net satış
oranı da belirli aralıklarda olmalıdır. Şirketin son üç yılda, ağırlıklı
ortalama faaliyet giderlerinin net gelirlere oranı %3'ten az ve %20 ila %30 oranından
yüksek olmamalıdır. Burada yer alan üst sınır, Tutar B'yi benimseyen yetkili
makam tarafından belirlenecektir.
Kapsama Girenler için Tutar B nasıl uygulanacak?
Yukarıda
açıklanan kriterlere uygun faaliyetler için Tutar B uygulaması temelinde; Transfer
fiyatlandırması Yöntemi İşleme Dayalı Net Kar Marjı yöntemi olarak
seçilecektir. Yöntemin uygulanmasında distribütör şirketin Faaliyet Kar Marjına
odaklanılacaktır. Yöntemin uygulanmasında dikkate alınacak emsallere uygun kar
marjı OECD tarafından yayımlanan Standartlaştırılmış
fiyatlandırma matrisine göre yapılacaktır. Matrise göre çeşitli sektörlere ve
Şirketin net işletme varlığı yoğunluğu (OAS) ve işletme giderleri yoğunluğuna
(OES) göre değişen satış getirisi (ROS) oranlarından Şirkete uygun olanı
seçilerek ve bu orana artı eksi binde 5 oranı uygulanarak bir emsal aralığı
elde edilecektir.
Fiyatlandırma
Matrisi dışında iki konu bulunmaktadır. İşletme(faaliyet)
giderleri çapraz kontrolü ve Veri erişilebilirliği mekanizması. Matrise
göre seçilen kar marjı uygulanması sonucu Şirketin faaliyet giderlerine oranla
elde edeceği karlılık eğer belirli limitlerin üstünde ise bu durumda matris ile
hedeflenen kar marjında aşağı yönde düzeltme yapılabilecektir. Ayrıca bazı
ülkeler için ülke düzeltme primi dikkate alınacaktır.
Tüm
bu hesaplamaların belgelendirilmesi gerekmektedir. Belgelendirme detayları da
rehberde açıklanmaktadır.
Türkiye’nin Pozisyonu
Özetle
Tutar B’nin uygulanması ile birlikte Peşin Fiyatlandırması Anlaşmalarında
olduğu gibi transfer fiyatlandırması yönteminin ve hedeflenen kar marjının adı
konulmuş olacak ve Tutar B’yi iç mevzuatına dahil eden ülkeler için Tutar B uygulaması
sonrası farklı bir yöntem iddiası ya da farklı bir kar marjı eleştirisi ortadan
kalkacaktır. Bununla birlikte Tutar B’yi uygulamayan ülkelerin farklı
yaklaşımları sonucu ihtilafların ortaya çıkacağı da bir gerçek olup, söz konusu
ihtilaflar için yine Karşılıklı Anlaşma Usullerinden yararlanılacaktır.
Tutar
B’nin 2025 yılından itibaren uygulanması beklenmektedir. Türkiye’nin Tutar B
uygulaması ile ilgili pozisyonu kesinleşmese de, Tutar B’yi kabul ederse,
Türkiye’de faaliyet gösteren ve kapsama giren Şirketler için transfer
fiyatlandırması uygulamalarının basitleşeceğini söylemek yanlış olmaz. Böylece
Gelir İdaresi, daha karmaşık uygulamalara daha çok kaynak ve zaman ayırabilir. Ancak,
Türkiye Tutar B’yi uygulasa bile yurtdışında faaliyet gösterilen ülkelerin
Tutar B’yi uygulamaması durumunda Türk merkezli grupları yine ihtilaflı günler bekliyor
olabilir. Ayrıca, Türkiye kapsanan
ülkeler listesinde olmadığı için Türkiye tarafından uygulanacak Tutar B’nin
karşı taraf ülke idareleri tarafından eleştirilebileceği de akıllarda
olmalıdır.
Tam
tersi; Türkiye Tutar B’yi uygulamasa da aynı şekilde uygulayan taraf ile Çifte
vergilendirme doğurabilecek transfer fiyatlandırması uyuşmazlıkları ile karşı
karşıya kalınması kaçınılmaz olabilir. Burada Türkiye’nin siyasi olarak Tutar B
uygulamasını kabul edeceği ülkelerin listesini gözden geçirmekte fayda var, bu
ülkeler için Tutar B uygulamasının sorun teşkil etmemesi beklenir, ancak
listede yer almayan ülkelerde faaliyet varsa dikkatli olmak gerekir.
Çok
Uluslu gruplar için vergilemede beklenen yerel ve global değişimler ışığında
sıcak bir yaz bizi beklerken, faaliyet gösterilen ülkelerdeki mevcut transfer
fiyatlandırması uygulamaları, Tutar B uygulaması olursa olası sonuçları ve
etkilerinin analiz edilmesini tavsiye ederiz.