Kendi hisselerini satın alan şirketlere vergi geliyor!

Yayınlanma Tarihi: 19 Ekim 2020


16 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinde şirketlerin kendi hisse senetlerini satın alması hakkında, Kanun Teklifinin 12’nci maddesi ile şirketlerin kendi hisse senetlerini satın almaları halinde yapılacak vergilemeye ilişkin bir hükme de yer verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 379’uncu maddesi ile önemli bir yenilik getirmiş ve şirketlere esas veya çıkarılmış sermayelerinin en fazla onda biri oranında kendi hisselerini satın alma hakkı tanınmıştır. Bu işlemler neticesinde kar dağıtımına bağlı bir vergileme olup olmayacağı da uzun zamandır tartışılagelen bir konu olmuştur. Teklif’in 12’nci maddesi ile bu konu bir hükme bağlanacağa benziyor.

Vergileme nasıl olacak?

Teklif’in 12’nci maddesinde, şirketlerin kendi hisse senetlerini satın almaları halinde, bu hisselerin iktisap bedeli ile itibarı değeri arasındaki farkın dağıtılmış kar olarak vergiye tabi tutulacak kısmının, satın alınan hisse senetlerinin itibari değeri ile ödeyecekleri satın alma bedeli arasındaki fark olduğu belirtilmektedir. Bu durumda, örneğin; 560 milyon TL itibari değerde (Sermayede 560 milyon TL sermayeyi temsil eden) hisselerin yine 560 milyon TL bedelle ortaklardan satın alınması halinde;

a)  İleride bu hisselerin sermaye azaltımı yoluyla itfa edilmeleri, yani hisselerin iptali karşılığında sermayenin 560 milyon TL azaltılması halinde vergileme yapılmayacağı ifade edilmektedir.

 

Buna karşılık, 560 milyon TL nominal değerli hisselerin örneğin; 1.560 milyon TL bedelle alındığı varsayıldığında ve bu hisselerin temsil ettiği sermayenin alım tarihinden itibaren 2 yıl içinde sermaye azaltımı yoluyla itfa edilmesi halinde itibari değer üzerinden 560 milyon TL sermaye azaltımı yapılacağından 1.000 milyon TL’lik fark  %15 stopaj yapılması yoluyla vergilenecektir.

 

b)  İktisap ettikleri tarihten itibaren 2 yıl içinde iktisap bedelinden daha düşük bir bedelle elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark, elden çıkarma tarihinde dağıtılmış kar olarak nitelendirilmekte ve yine %15 stopaj yoluyla vergilendirilmektedir.

 

Örneğin; 05.12.2020 (Kanunun yürürlüğe girmiş olduğu varsayımıyla) tarihinde ortak (A)’nın (ABC) şirketine ait hisselerden itibari değeri (nominal değeri) 560 milyon TL olan hisseleri 1.560 milyon TL’ye (ABC) şirketine satması halinde, bu hisselerin (ABC) şirketi tarafından 05.12.2022 tarihine kadar zararına elden çıkarılması (satış, ayni sermaye olarak koymak vs.) mesela 560 milyon TL bedelle satılması halinde 1.000 milyon TL zarar ortaya çıkacaktır. Bu zarar dağıtılmış kar sayıldığından (ABC) şirketi tarafından gider kaydedilemeyeceği (kanunen kabul edilmeyen gider) gibi 1.000 milyon TL üzerinden elden çıkarma tarihi itibarıyla %15 stopaj uygulanacaktır.

 

Şayet, şirket satın aldığı kendi hisse senetlerini satın aldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde elden çıkarmazsa ya da sermaye azaltımı yoluyla itfa etmezse, bu kere iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının iktisap bedeli ile itibari değeri arasındaki fark iki tam yıllık sürenin son günü itibarıyla dağıtılmış kar sayılmakta ve yine %15 oranında stopaj yoluyla vergilendirilmektedir. Yine ortak (A)’dan itibari değeri 560 milyon TL olan hisseler 1.560 milyon TL bedelle (ABC) şirketi tarafından satın alınır ve bu hisseler 2 yıl bir işleme tabi tutulmazsa 2 yıllık sürenin son günü 1.560-560=1.000 milyon TL kar dağıtımı yapıldığı varsayılmakta ve %15 oranında vergilendirilmektedir.

 

Ödenen vergilerin gider kaydı, başka bir vergiden mahsubu mümkün değildir.

Konuya ilişkin diğer önemli noktalar…

·         Düzenleme A.Ş. ve Ltd.’leri kapsamaktadır.

·         Vergi uygulaması sadece Ticaret Kanununca tanınmış %10 oranındaki hisse alımları ile sınırlı değildir, %10 sınırı aşılsa bile vergi kanunları bakımından yapılacak işlem kanımızca budur. Öte yandan Ticaret Kanunu’nun getirdiği engel ve kısıtlar, örneğin; satış zorunluluğu uygulanmaktadır.

 

·         Hisselerini satanın kurum olması halinde stopaj uygulanmayacaktır. Zira düzenleme Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde yer almaktadır. Kurumlar arası kar dağıtımı, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30’uncu maddeleri uyarınca yapılacak stopajlar bu kapsamda değildir.

 

·         Dar mükellef gerçek kişilerin satışlarında anlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz.

 

·         Cumhurbaşkanına %15 oranını %0-%30’a arttırma yetkisi tanınmaktadır.

 

Teklif’te aydınlatılması gereken konular hangileri? Kanımızca doğrulanmaya muhtaç olmakla beraber hükümden aşağıdaki sonuç ve sorulara ulaşılmaktadır.

 

1)      15% oranındaki stopaj, “hiçbir vergiden mahsup edilmeyecektir” anlamı nedir? Örneğin; gerçek kişiler bu karları beyan edecek midir? Beyan ederse beyanname üzerinden ödenecek verginin hesabında bu şekilde dağıtılmış sayılan kar payları da beyan edilecek midir?

 

2)      Beyanname üzerinden hesaplanan stopaj, beyanname üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden de mi mahsup edilmeyecektir?

 

Kanaatimiz, bu tutarların gelir vergisi beyannamesinde beyan edilmeyeceği ve dolayısıyla stopaj yoluyla ödenecek verginin de indirim konusu yapılmayacağı şeklindedir. Zira nominal (itibari değer) değerle iktisap bedeli arasındaki fark, hisselerini satın alan şirket tarafından gider kaydedilmemekte, böylece bir anlamda kurumlar vergisine tabi tutulmuş olmaktadır. Bu tutar üzerinden ayrıca yüzde 40 oranına varabilecek gelir vergisi istenmemesi gerekir.

 

Sorumlu vergicilik bakışıyla…

 

Teklif henüz yasama süreçleri içersindeki yolculuğuna devam etmekte olduğundan; komisyonlarda ve genel kurulda görüşülmesi tarafımızdan elbette yakından izlenecektir.

Yukarıdaki yorumlarımızın teklif metninin sorumlu vergicilik anlayışı çerçevesinde kişisel çıkarsamalarımız olduğunu lütfen göz önünde bulundurunuz.