16
Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan İşsizlik Sigortası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinde
şirketlerin kendi hisse senetlerini satın alması hakkında, Kanun Teklifinin
12’nci maddesi ile şirketlerin kendi hisse senetlerini satın
almaları halinde yapılacak vergilemeye ilişkin bir hükme de yer verilmiştir. 6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu 379’uncu maddesi ile önemli bir yenilik getirmiş ve şirketlere
esas veya çıkarılmış sermayelerinin en fazla onda biri oranında kendi hisselerini
satın alma hakkı tanınmıştır. Bu işlemler neticesinde kar dağıtımına bağlı bir
vergileme olup olmayacağı da uzun zamandır tartışılagelen bir konu olmuştur.
Teklif’in 12’nci maddesi ile bu konu bir hükme bağlanacağa benziyor.
Vergileme nasıl olacak?
Teklif’in 12’nci maddesinde, şirketlerin
kendi hisse senetlerini satın almaları halinde, bu hisselerin iktisap bedeli ile
itibarı değeri arasındaki farkın dağıtılmış kar olarak vergiye tabi tutulacak
kısmının, satın alınan hisse senetlerinin itibari değeri ile ödeyecekleri satın
alma bedeli arasındaki fark olduğu belirtilmektedir. Bu durumda, örneğin; 560 milyon
TL itibari değerde (Sermayede 560 milyon TL sermayeyi temsil eden) hisselerin
yine 560 milyon TL bedelle ortaklardan satın alınması halinde;
a) İleride
bu hisselerin sermaye azaltımı yoluyla itfa edilmeleri, yani hisselerin iptali
karşılığında sermayenin 560 milyon TL azaltılması halinde vergileme
yapılmayacağı ifade edilmektedir.
Buna
karşılık, 560 milyon TL nominal değerli hisselerin örneğin; 1.560 milyon TL bedelle
alındığı varsayıldığında ve bu hisselerin temsil ettiği sermayenin alım
tarihinden itibaren 2 yıl içinde sermaye azaltımı yoluyla itfa edilmesi halinde
itibari değer üzerinden 560 milyon TL sermaye azaltımı yapılacağından 1.000
milyon TL’lik fark %15 stopaj yapılması
yoluyla vergilenecektir.
b) İktisap
ettikleri tarihten itibaren 2 yıl içinde iktisap bedelinden daha düşük bir
bedelle elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli
arasındaki fark, elden çıkarma tarihinde dağıtılmış kar olarak
nitelendirilmekte ve yine %15 stopaj yoluyla vergilendirilmektedir.
Örneğin;
05.12.2020 (Kanunun yürürlüğe girmiş olduğu varsayımıyla) tarihinde ortak
(A)’nın (ABC) şirketine ait hisselerden itibari değeri (nominal değeri) 560
milyon TL olan hisseleri 1.560 milyon TL’ye (ABC) şirketine satması halinde, bu
hisselerin (ABC) şirketi tarafından 05.12.2022 tarihine kadar zararına elden
çıkarılması (satış, ayni sermaye olarak koymak vs.) mesela 560 milyon TL
bedelle satılması halinde 1.000 milyon TL zarar ortaya çıkacaktır. Bu zarar
dağıtılmış kar sayıldığından (ABC) şirketi tarafından gider kaydedilemeyeceği
(kanunen kabul edilmeyen gider) gibi 1.000 milyon TL üzerinden elden çıkarma
tarihi itibarıyla %15 stopaj uygulanacaktır.
Şayet,
şirket satın aldığı kendi hisse senetlerini satın aldığı tarihten itibaren 2
yıl içinde elden çıkarmazsa ya da sermaye azaltımı yoluyla itfa etmezse, bu
kere iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının iktisap
bedeli ile itibari değeri arasındaki fark iki tam yıllık sürenin son günü
itibarıyla dağıtılmış kar sayılmakta ve yine %15 oranında stopaj yoluyla
vergilendirilmektedir. Yine ortak (A)’dan itibari değeri 560 milyon TL olan
hisseler 1.560 milyon TL bedelle (ABC) şirketi tarafından satın alınır ve bu
hisseler 2 yıl bir işleme tabi tutulmazsa 2 yıllık sürenin son günü
1.560-560=1.000 milyon TL kar dağıtımı yapıldığı varsayılmakta ve %15 oranında
vergilendirilmektedir.
Ödenen
vergilerin gider kaydı, başka bir vergiden mahsubu mümkün değildir.
Konuya
ilişkin diğer önemli noktalar…
·
Düzenleme
A.Ş. ve Ltd.’leri kapsamaktadır.
·
Vergi uygulaması
sadece Ticaret Kanununca tanınmış %10 oranındaki hisse alımları ile sınırlı
değildir, %10 sınırı aşılsa bile vergi kanunları bakımından yapılacak işlem
kanımızca budur. Öte yandan Ticaret Kanunu’nun getirdiği engel ve kısıtlar,
örneğin; satış zorunluluğu uygulanmaktadır.
·
Hisselerini
satanın kurum olması halinde stopaj uygulanmayacaktır. Zira düzenleme Gelir
Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde yer almaktadır. Kurumlar arası kar
dağıtımı, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30’uncu maddeleri uyarınca
yapılacak stopajlar bu kapsamda değildir.
·
Dar
mükellef gerçek kişilerin satışlarında anlaşma hükümlerinin uygulanması
gerektiğini düşünmekteyiz.
·
Cumhurbaşkanına
%15 oranını %0-%30’a arttırma yetkisi tanınmaktadır.
Teklif’te
aydınlatılması gereken konular hangileri? Kanımızca doğrulanmaya
muhtaç olmakla beraber hükümden aşağıdaki sonuç ve sorulara ulaşılmaktadır.
1) 15% oranındaki stopaj, “hiçbir vergiden
mahsup edilmeyecektir” anlamı nedir? Örneğin; gerçek kişiler bu karları beyan
edecek midir? Beyan ederse beyanname üzerinden ödenecek verginin hesabında bu
şekilde dağıtılmış sayılan kar payları da beyan edilecek midir?
2) Beyanname üzerinden hesaplanan stopaj,
beyanname üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden de mi mahsup edilmeyecektir?
Kanaatimiz,
bu tutarların gelir vergisi beyannamesinde beyan edilmeyeceği ve dolayısıyla
stopaj yoluyla ödenecek verginin de indirim konusu yapılmayacağı şeklindedir.
Zira nominal (itibari değer) değerle iktisap bedeli arasındaki fark,
hisselerini satın alan şirket tarafından gider kaydedilmemekte, böylece bir
anlamda kurumlar vergisine tabi tutulmuş olmaktadır. Bu tutar üzerinden ayrıca yüzde
40 oranına varabilecek gelir vergisi istenmemesi gerekir.
Sorumlu
vergicilik bakışıyla…
Teklif
henüz yasama süreçleri içersindeki yolculuğuna devam etmekte olduğundan; komisyonlarda
ve genel kurulda görüşülmesi tarafımızdan elbette yakından izlenecektir.
Yukarıdaki
yorumlarımızın teklif metninin sorumlu vergicilik anlayışı çerçevesinde kişisel
çıkarsamalarımız olduğunu lütfen göz önünde bulundurunuz.