Yüklenilen bir KDV tutarının hesaplanan KDV tutarından indirimi 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 29/3'üncü maddesinde düzenlenmiştir. Uzun süredir uygulanmakta olan 3.fıkrada; İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vukuu bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabiliyordu. Söz konusu bu uygulamanın birkaç konu için (elektrik, su ve telefon faturaları gibi) esnetilmiş olmasına rağmen İdarece oldukça katı uygulandığı da bir gerçek.
Ancak bu uygulama; ekonominin gelişmesi, işletmelerin işlemlerinin yılsonu kapanışlarına yetiştirilememesi, yılsonu işlemlere ilişkin mutabakatların tamamlamasının zaman alması, ciro primi ve satış teşviklerine hesaplamaların bir sonraki yıla kalması, faturaların takip ihmali dışında hakikaten yılsonlarında temin edilememesine ve sonuçta KDV indirim kaybının kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkmasına yol açıyordu.
Konu 7104 sayılı Kanun'un 8/b maddesi ile 1 Ocak 2019 tarihinden geçerli olmak üzere çözümlenerek indirim hakkı vergi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir hale gelmiştir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus ise 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren madde kısmının sadece "takvim yılını takip eden" olmasıdır. 7104 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin gerekçesine bakıldığında da "3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (3) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar kullanılabilmesine imkân sağlanmaktadır" açıklamasına yer verildiğini görüyoruz.
Maddenin 1 Ocak 2019'da yürürlüğe girecek son haline tekrar baktığımızda, " İndirim hakkı " vergi doğuran olayın vuku bulduğu (Eklenen İbare: 7104 SK 8/b md.ile-yürürlük 1.1.2019) takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir." değişen tek ibarenin takvim yılını takip eden ifadesi olmasından dolayı indirim hakkının 2018 yılında vergi doğuran olayı vuku bulan işlemlere ait KDV'nin 2019 yılında da indirilebileceği sonucunun çıktığı düşünülüyor. Burada 29'uncu maddenin 3'üncü fıkrası tamamen yenilenmiş değildir. Ancak Maliye Bakanlığı konuyu daha farklı değerlendirmekte "takip eden takvim yılı" ifadesinin 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle vergi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı ifadesinin de ancak 1 Ocak 2019 yılında vergi doğuran olayı vukuu bulan bir indirim hakkının 2020 yılında indirilebileceği sonucuna gelmiştir.
Konuyla ilgili Maliye Bakanlığı'nın yayımladığı 22 Seri no.lu KDV Genel Tebliğ Taslağı'nın 5'inci maddesindeki açıklamalar aşağıdaki gibidir.
"7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklikle 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Buna göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde kaydedilen belgeler, gelir veya kurumlar vergisi açısından söz konusu belgelerin defterlere kaydedildiği vergilendirme dönemleri için dönemsellik ilkesi gereği kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınsa dahi bu belgelerde gösterilen KDV indirim konusu yapılabilir.
Bu hükme göre, 2019 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2019 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2020 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir.
Ancak, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 yılında ilgili defterlere kaydedilmek suretiyle indirim konusu yapılması mümkün değildir."
Sonuç olarak yukarıda yer alan taslak Tebliğ açıklamasına baktığımızda indirim hakkının 2018 yılı belgeleri için kullanılamayacağına ve uygulamanın en erken 2020 yılında 2019 yılına ait olarak düzenlenecek vesikalar için kullanılabileceği değerlendiriliyor. Madde metnindeki değişikliğe baktığımızda vergi doğuran olayın vuku 2018 yılında olan bir işlem için 2019 yılında indirim konusu yapılamayacağına ilişkin bir düzenleme yoktur. KDV 29/3 maddesinde tek değişen "takvim yılını takip eden" ifadesidir. Dolayısıyla maddenin lafzından vergi doğuran olayın da 2019 ve devamı yıllarda gerçekleştiği durumda getirilen indirimden yararlanılabilir gibi bir yorum maddenin getiriliş amacı ve gerekçesine de çok uygun değildir. Kaldı ki yasa koyucunun 2020 yılında yürürlüğe girmesi için 2018 yılında bir düzenleme yapması da çok makul değildir.
Söz konusu düzenleme işletmelerin gerçekte yılı içerisinde temin edemedikleri ve kaybettikleri KDV tutarlarının bir sonraki yıl içerisinde indirilebilmesi amacıyla getirilmiş ve bu konuda bugüne kadar yaratılan birçok ihtilaf ve zorluğu da çözmüştür. Ancak uygulamanın İdare'nin yorumu ile bir sonraki yıla ertelenmesi maddenin getiriliş amacına çok da uygun olmayacağı kanaatindeyiz. Taslak Tebliğ'deki açıklamaların vergi doğuran olay 2018 yılında gerçekleşen işlemler için 2019 yılında indirim konu yapılabilecek şekilde değiştirilmesinin uygun olacağını ve böylece daha baştan yaratılması muhtemel birçok ihtilafın da ortadan kalkacağını düşünüyoruz.