Kanunen Kabul
Edilmeyen Giderler ve İndirimler Bütünüyle Yurt İçi Asgari Vergi Hesabında
Dikkate Alınmalı mı?
2025 yılının ikinci geçici vergi
dönemine ilişkin beyannamelerin verilmesine sayılı günler kaldı. Bu dönemin en
büyük farkı geçtiğimiz yaz 7524 sayılı Kanunla yasalaşan ve ilk defa
uygulanacak olan bazı düzenlemelerin ilk defa bu yılın geçici vergi dönemlerinde
beyana konu edilmesi olacak.
Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat
tespiti, serbest bölge kazanç istisnası ile yatırım fonu ve ortaklıklarının
kazanç istisnası koşullarında değişiklik, KÖİ projelerinden elde edilen
kazançlara artırımlı kurumlar vergisi oranı uygulanması gibi önemli
düzenlemelerin yanında bu dönemde ilk defa yurt içi asgari kurumlar vergisi de
tüm kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanacaktır.
Söz konusu uygulamaya göre
kurumların bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri kazançlarına Kanundaki
genel oranların uygulanması suretiyle hesaplanacak kurumlar vergisi, indirim ve
istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10’undan az olamayacaktır. Buna
göre, kurumlar vergisi beyannamelerindeki ticari bilanço karı/zararına kanunen
kabul edilmeyen giderler eklenecek, geçmiş yıl zararları indirilecek ve kanun
maddesinde belirtilen istisna ve indirimler bu hesaplamada dikkate alınarak
düşülecektir.
Gerek Kurumlar Vergisi Kanununda
gerekse konuya ilişkin yayımlanan Tebliğde hangi indirim ve istisnaların bu
hesaplamada dikkate alınacağı ya da hangilerinin hesaplamaya dahil edilmeyerek
yurt içi asgari kurumlar vergisinin kapsamı dışında kalacağı sayılarak
belirtilmiştir. Diğer taraftan, 23 Seri
No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği uyarınca kurumlar vergisi beyannamesinin “Diğer
indirimler” veya “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında gösterilmekle
birlikte, mahiyet itibarıyla indirim veya istisna kapsamında olmayıp, daha çok
vergi matrahının doğru hesaplanması amacıyla beyannamenin bu satırlarına yazılan
tutarlar üzerinden asgari kurumlar vergisi hesaplanmayacağı belirtilmiştir.
Ancak, aynı Tebliğin devamında Kurumlar Vergisi Kanunu ya da diğer muhtelif
Kanunlarda sayılmakla birlikte kurumlar vergisi beyannamesinde ilgili satırı
bulunmamasından dolayı diğer indirim ve istisnalar satırında yer verilen
indirim ve istisnalar üzerinden de
asgari kurumlar vergisinin hesaplanacağı ifade edilmiştir.
Peki, ilgili diğer vergi
mevzuatları uyarınca, vergi matrahının
tespitinde dikkate alınmayacak ve bu bakımdan, beyanname üzerinde kanunen kabul
edilmeyen gider olarak dikkate alınacak her türlü düzeltme işlemleri yurt içi
asgari verginin kapsamına girecek mi? Örneğin VUK’un geçici 33 üncü maddesinde
banka ve diğer finans kurumları ile maddede sayılan diğer kurumların enflasyon
düzeltmesinden kaynaklanan kar ya da zararlarının vergi matrahının tespitinde
dikkate alınmayacağı hususunu bu kapsamda değerlendirebiliriz. Diğer taraftan beyanname
üzerinde düzeltme amacı taşıyan, Kanun koyucu ya da vergi idaresinin vergi
matrahına doğru ulaşabilmek adına beyannamede diğer indirimler satırının
kullanılması suretiyle düzeltilmesine cevaz verdiği indirimler yurt içi asgari
vergi matrahında dikkate alınacak mı? Örneğin 555 sıra numaralı Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinnin 40/3 maddesinde, 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançoya
ait düzeltme ile sınırlı olmak üzere, amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere
ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman
maliyetinden amortisman ayrılmamış tutarların 2024 ve sonraki hesap dönemlerinde
5 yılda ve eşit taksitler halinde dönem kazancının tespitinde diğer indirimler
kullanılmak suretiyle gider yazılabileceği ifade edilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir
ki yurt içi asgari kurumlar vergisi, Kanun koyucunun vergi kanunlarıyla
getirmiş olduğu indirim ve istisnalara sınırlama getiren, diğer bir ifadeyle,
sayılan indirim ve istisnalardan mutlak ve azami düzeyde yararlanmayı
sınırlandırıp bu alanlardan da bir miktar vergi almayı öngören bir
düzenlemedir. Kanunun yazım çalışmalarında yer almış bir kişi olarak gerek yurt
içi asgari kurumlar vergisinin gerekse ondan önce yürürlükte olan ve bir defaya
mahsus olarak alınan ek vergi düzenlemelerin bu amaçlarla çıkarıldığını
söyleyebilirim. Zira madde gerekçelerinde de düzenlemelerin asıl amacının teşvik
mahiyetinde verilen indirim ve istisnalar üzerinden vergi alınmasına
yönelik olduğunu anlayabiliriz. Bu bakımdan gerek ek vergi tebliğinde, gerekse
yurt içi asgari kurumlar vergisine yönelik çıkarılan kurumlar vergisi
tebliğinde; mahiyet itibarıyla indirim veya istisna kapsamında olmayıp, daha çok
vergi matrahının doğru hesaplanması amacıyla beyannamelerin bu satırlarına yazılan
tutarlar üzerinden ek vergi veya asgari kurumlar vergisi hesaplanmayacağı
açıkça ifade edilmiştir. Bu kapsamda, TMS/TFRS ile VUK hükümleri arasındaki
değerleme farkları, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda borç alan kurum
nezdinde Türk Lirası’nın değer kazanması sonucu oluşan kur farkı gelirleri, kıdem
tazminatı karşılığı iptali, uyumlu mükellef indirim hakkı gibi ticari kardan mali kara ulaşırken beyanname
üzerinde KKEG ya da indirim yoluyla yapılan düzeltmeler üzerinden asgari vergi
hesaplanmayacağı Tebliğde açıkça belirtilmiştir. Görüleceği üzere, anılan
Tebliğ bu hususta örneklere yer vermiş ve örneklerin sonunda “gibi”
ifadesine yer vererek bu durumun aslında benzer duruma sahip olan diğer düzeltmeler
için de geçerli olacağını üstü kapalı şekilde kabul etmiştir.
Bu minvalde; banka ve finans
kurumlarının enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan beyanname üzerinden
yaptıkları düzeltme işlemlerinden kaynaklı KKEG veya indirimlerin Tebliğde
yapılan açıklamalar ile madde gerekçelerinde yer verilen hükümler çerçevesinde
asgari vergiye tabi olmaması gerektiğini değerlendiriyorum. Zira, burada
yapılan KKEG’ye atma işlemi ticari kardan mali kara ulaşırken kurumların fiilen
yapmış olduğu ancak vergi kanunları tarafından kabul edilmeyen gerçek gider
mahiyetinde değilken, yapılan indirim işlemleri ise vergi kanunları uyarınca
verilen teşvik mahiyetinde olup beyanname üzerinden indirimine ayrıca izin
verilen işlemlerden değildir. Aynı şekilde, 555 sıra Nolu VUK Genel
Tebliğ uyarınca ROFM ayrıştırması nedeniyle amortisman olarak dikkate alınmayan
tutarların , 2024 ve sonraki hesap dönemlerinde 5 yılda ve eşit taksitler
halinde dönem kazancının tespitinde diğer indirimlere yazılmak suretiyle gider
olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir. Burada yapılan işlem de esasında
vergi matrahına doğru şekilde ulaşabilmek adına beyanname üzerinde yapılan
düzeltme işlemidir. Çünkü enflasyon düzeltmesi uygulaması nedeniyle amortismana
tabi kıymetlerde ROFM ayrıştırması yapılmış ve mükelleflerin bu döneme
amortisman giderleri uygulamadan kaynaklı olarak sınırlandırılmıştır. Bu
bakımdan kazanılmış hakların korunması ve vergilemede adalet ilkeleri
kapsamında bu hakların sonraki dönemde kullanılmasına Tebliğ yoluyla izin
verilmiştir. Dolayısıyla mükelleflerin ROFM nedeniyle gider olarak dikkate
alamadığı amortismanları sonraki dönemlerde beş eşit taksit halinde indirim
yoluyla matrahtan düşmelerine imkan tanınmıştır. Bu işlem mükelleflere
verilmiş bir teşvik değil, esasında kazaılmış haklarının korunmasına yönelik
bir düzeltme işlemidir ve asgari vergi hesaplanırken bu tutarlar üzerinden
ayrıca bir vergi hesaplanaması gerekmektedir.
Bu örnekleri çok daha fazla
çeşitlendirebiliriz. Örneğin 311 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde binek
otomobillerde gider kısıtlamasına yönelik açıklamalara yer verilmiştir. Tebliğin
15 inci maddesinde ise binek otomobillerde amortisman giderlerine yönelik
açıklamalar yapılırken maddenin üçüncü fıkrasında “Mükelleflerin
aktiflerinde yer alan binek otomobiller için amortismana esas bedelden daha
fazla tutar üzerinden amortisman ayırmaları halinde, genel hükümlere
göre ayrılan amortisman tutarı ile amortismana esas bedel üzerinden ayrılan
amortisman tutarı arasındaki fark, kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak, o
yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi kazancına ilave edilecektir. Söz
konusu binek otomobillerinin mükellefler tarafından satışı halinde ise ilgili
yıllarda amortisman ayırma aşamasında kanunen kabul edilmeyen gider olarak
kazanca ilave olunan tutarların toplamı mükelleflerce vergiye tabi olmayan
gelir olarak dikkate alınacak ve bu tutar, gelir veya kurumlar beyannamesinde
“Diğer İndirimler” satırında
gösterilmek suretiyle kazanç üzerinden indirim konusu
yapılabilecektir.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir. Buna göre
mükellefler, binek oto için getirilen sınırların üzerinde amortiman ayırırlar ise
aradaki fark KKEG olarak dikkate alınacak ve bu tutarlar asgari verginin
hesabında dikkate alınacaktır. Ancak, bu kıymetlerin sonraki dönemlerde
satılması halinde amortismandan kaynaklı mükerrer vergileme olmaması adına
KKEG’den kaynaklı önceki dönemde vergilemeye tabi tutulmuş farkların diğer
indirimlere yazılarak vergi matrahına doğru şekilde ulaşılması sağlanacaktır.
Dolayısıyla burada yapılan indirim işlemleri üzerinden ayrıca asgari vergi
hesaplanmaması ve bu tutarların da düzeltme işlemi kabul edilerek yurt içi
asgari vergi kapsamı dışında bırakılması gerekmektedir.
Sonuç olarak vergi beyannameleri
üzerinde yer alan “KKEG’ler” ile “Diğer İndirimleri” iki farklı kategoriye
ayırmak gerekmektedir. İşletmelerin ticari faaliyeti esnasında fiilen yapmış
oldukları ancak vergi kanunlarınca gider olarak kabul edilmeyen giderler KKEG
olarak yurt içi asgari vergi hesabında dikkate alınması ancak, dönem sonundaki
vergi matrahına doğru şekilde ulaşabilmek adına yasa koyucu ya da vergi idaresi
tarafından yapılan düzeltme amaçlı KKEG satırına yazılan tutarların ise asgari
vergi hesabında dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde,
teşvik mahiyeti taşıyan ve beyannamede ayrıca satır olarak yer verilmediği için
diğer indirimler satırında yer alan harcamaların yurt içi asgari vergi
hesabında dikkate alınması gerekirken, Tebliğde örneklerine yer verilen ve
yukarıda da örneklerini genişlettiğim düzeltme amaçlı bu satırlara yazılan
tutarların asgari vergi hesabında dikkate alınmaması ve bu bedellerin manuel
olarak hesaplamadan ari tutulması gerektiğini değerlendirmekteyim. Zira bu
işlemler, bütünüyle düzeltme mahiyetinde olmakta ve asgari verginin getirilme
gerekçesiyle örtüşmemektedir.
