Kamu idareleri,
bazı işlemler dolayısıyla kişi veya kurumlardan emanet almakta, bu tutarları
kayıtlarında “Emanetler Hesabı”nda izlemektedir. Emanet hesapları ile ilgili
açıklamalar Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği ve sonrasında yapılan
güncellemeler, genelgeler ve genel yazılarla açıklanmış olup, yazımızda
emanetler hesabı, zaman aşımı ve gider olarak değerlendirilip
değerlendirilemeyeceği konusu tartışılacaktır.
İlk olarak
30.12.2006 tarihinde 26392 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan “Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği”nin başlıca amacı
kamu idarelerinin hesap ve kayıtlarında saydamlık, işlemlerin tekdüzende,
gerçek mahiyetine uygun bir biçimde kayıt altına alınması, zamanında ve doğru
bir şekilde genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri çerçevesinde Genel Yönetim
Muhasebe Yönetmeliğinde belirtilen standartlara uygun bir biçimde hazırlanıp sunulmasına ilişkin
esasları düzenlemektir.
Emanetler
Hesabı Nedir?
Söz konusu
yönetmelikte yapılan son değişiklikler 24.02.2018 tarihinde 30342 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelikte yer alan, yazımızın konusunu oluşturan merkezî
yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait hesap planında “333- Emanetler Hesabı”
262., 263. ve 264. maddelerde yer almakta olup, ilgili maddelerde hesabın niteliği
, hesaba ilişkin işlemler ve hesabın işleyişi açıklanmaktadır.
Emanet
hesaplarla ilgili açıklamalar aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
- Emanetler hesabı, kamu idarelerince emanet olarak nakden veya mahsuben tahsil edilen tutarların izlenmesi için kullanılır.
- Emanetler hesabında kayıtlı paralardan nakden yapılan ödeme ve başka hesaplara aktarılan tutarlar ile başka bir muhasebe birimine gönderilenler için muhasebe işlem fişi düzenlenir.
- Emanete alınan para aynı kişiye geri ödeniyorsa ve emanete alınma sırasında kendisine alındı belgesi veya muhasebeleştirme belgesinin onaylı bir nüshası verilmişse, bu alındı belgesi veya muhasebeleştirme belgesinin onaylı nüshası geri alınarak muhasebe işlem fişine bağlanır.
- Emanet olarak alınan paralardan zamanaşımına uğramasından dolayı gelir kaydedilenlerle kanunen veya gönderilen haciz kararlarına dayanılarak muhasebe birimlerince tevkif edilen ve ilgili daire ve kurumlara ödenmesi gerekenler hariç olmak üzere, gerek parayı teslim edene gerekse istihkak sahibi sıfatıyla başkalarına verilmesi veya gelir kaydedilebilmesi için parayı teslim ettiren daire veya kurumca usulüne göre düzenlenmiş onaylı bordro, bildirim veya bu dairelerce paranın ilgililerine verilmesine ilişkin bir yazının ya da alındı belgesi arkasına yazılmış onaylı bir açıklamanın bulunması gerekir.
-
Elçilik
ve konsolosluklarda emanetlerden nakden ve mahsuben yapılan ödemelerde
harcamaların ayrıntılı dökümünü gösterir onaylı bir listesi aranır. Bu
harcamaların karşılığında ilgili kurum ve kişilerden alınan fatura veya benzeri
kanıtlayıcı belgeler liste ekine bağlanır.
Emanetlerde Zaman Aşımı Süreleri
16.08.2004
tarihinde Muhasebat Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 2 Sıra No.lu “Emanet
Yabancı Kaynaklar, Ödenecek Vergi ve Yükümlülükler ve Özel Tahakkuklar
Hesaplarının Ayrıntı Kodları ve Zaman Aşımı Süreleri” konulu genelgesinin
"IV. Zamanaşımı Süresi ve Başlangıcı" bölümünde aşağıdaki
açıklamalara yer verilmiştir.
Saymanlıklarca
tahsil edilerek emanetler hesabına kaydedilen paralar, zaman aşımı bakımından
genel olarak 10 yıllık, 5 yıllık, 2 yıllık, 1 yıllık ve 6 aylık zaman aşımına
tabi olanlar ile zaman aşımına tabi olmayan emanetler olmak üzere altı gurupta
toplanır. Emanetlerin yıllara göre içeriği aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
10 Yıllık Zaman Aşımına
Tabi Olan Emanetler |
5 Yıllık Zaman Aşımına
Tabi Olan Emanetler |
2 Yıllık Zaman Aşımına
Tabi Olan Emanetler | |
a) 4735 sayılı Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce müteahhit ve taşeronlardan alınan geçici teminatlar |
a) Ölen kimselerin üzerinde bulunup
ölümünden sonra kaybolmaması için saymanlıklara teslim edilen paralar |
a) Kamu İhale Sözleşmeleri (Kanununun 13
üncü maddesine göre mahsup işlemi yapılmasına gerek bulunmayan haller) | |
1 Yıllık Zaman Aşımına
Tabi Olan Emanetler |
6 Aylık Zaman Aşımına
Tabi Olan Emanetler |
Zaman Aşımına Tabi
Olmayan Emanetler | |
a) Vergi kanunları uyarınca vergi, resim
ve harçlardan fazla veya yersiz olarak tahsil edilmesi nedeni ile geri
verilmek üzere emanete alınan paralar |
a) 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Kanun
hükümlerine göre işverenler veya sorumlularca nakden veya hesaben alınan
vergi iadelerinden hak sahiplerine süresi içerisinde ödenmeyerek
saymanlıklara geri verilen tutarlar |
a) Hastaneye gelen veya getirilen
kimselerin üzerinde bulunup kendi rızaları ile saklanmak üzere alınan paralar | |
Zaman Aşımı
Süresi Belirtilmeyen Emanetlerin Durumu
Yukarıda bahsi
geçen genelgede, tabloda sayılan emanetler kapsamına girmeyen emanetlerin
bütçeye gelir kaydedilmesine ilişkin zaman aşımı süreleri Bakanlıkça belirlenir
açıklaması yer almaktadır.
Muhasebat
Genel Müdürlüğü’nün “Emanetlerin Zaman Aşımı Süreleri” Yazısındaki Önemli
Hususlar
Muhasebat Genel
Müdürlüğü’nün 29.12.2017 yılında yayımlanan 90192509-210.06.01-28394 sayılı
“Emanetlerin Zaman Aşımı Süreleri” konulu yazısındaki birkaç önemli hususa yer
verilmiştir.
İlgili yazıda,
yukarıda bahsi geçen genelgede yer alan “Zamanaşımı Süresi Belirtilmeyen
Emanetler” başlıklı (G) bendinde, genelgede sayılan emanetler kapsamına
girmeyen emanetlerin bütçeye gelir kaydedilmesine ilişkin zaman aşımı
sürelerinin Bakanlık tarafından
belirleneceği ifade edilmektedir.
Aynı yazıda
Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’na atıfta bulunularak aşağıdaki
açıklamaya yer verilmiştir.
“Ayrıca,
11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146 ncı maddesinde,
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına
tabidir.” ve 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Genel
nitelikli hükümler” başlıklı 5 inci maddesinde de “Bu kanun ve Borçlar
Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine
uygulanır.” hükümleri yer almaktadır.”
Yayımlanan genel
yazıdaki açıklamaya göre zaman aşımı süreleri belirlenmiş olanların belirlenen
sürelerin sonunda, zaman aşımı süresi belirlenmemiş olanlar için ise kayıtlara
alındığı tarihten itibaren genel hükümlere göre onuncu yılın sonunda zaman aşımına
uğrayacağı belirtilmiştir.
Emanet Alacaklar
Zaman Aşımına Uğradığında Gider Olarak Değerlendirilebilir mi?
Öncelikle ilk
akla gelen “Zaman aşımına uğramış bir alacak değersiz alacak olarak
değerlendirilebilir mi?” sorusudur.
Vergi Usul
Kanunu’nun 322. maddesine göre değersiz alacaklar aşağıdaki şekilde hüküm
altına alınmıştır.
“Kazai
bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar
değersiz alacaktır.
Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri
tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara
geçirilerek yok edilirler.
İşletme
hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz
alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.”
Aslında zaman
aşımına uğramış bir alacağın değersiz alacak olarak değerlendirilmemesi
gerektiği kanısındayız. Alacağın süresi içinde istenmemesi, dava açma hakkının
ortadan kalkması ve en önemlisi kişinin kendi hatasından dolayı alacağını takip
etmemesi bu borcu değersiz alacak kapsamında değerlendirmenin önüne
geçmektedir.
Gelir İdaresi
Başkanlığı’nın bir özelgesinde zaman aşımı hakkında:
“Zamanaşımı
bir borcu doğuran, değiştiren, ortadan kaldıran bir olgu olmayıp var olan bir
hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Ayrıca, alacağın
zamanaşımına uğraması durumu ancak alacaklının borçluyu ısrarla takip etmemesi
neticesinde mümkün olduğundan ısrarla takip edilmeyen alacakların zamanaşımına
uğraması halinde bunların değersiz alacak olarak kaydedilmesi mümkün
bulunmamaktadır.”*
şeklinde
açıklama yapmıştır.
Özet olarak, mükellefin
emanet hesabında bulunan alacağını yasal süreler içerisinde istememesi kendi
hatasından kaynaklı olup, bu alacağın kurum kazancının tespitinde gider olarak
değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kanısındayız.
Sonuç Olarak
Emanetler zaman
aşımına uğradığında kamu bütçesine gelir olarak kaydedilmektedir. Burada önemli
olan husus, emanetin içeriğinin ve zaman aşımı süresinin doğru değerlendirilip,
alacaklı tarafından herhangi bir hak kaybının söz konusu olmaması adına takibinin
sağlanmasıdır. Diğer önemli husus ise, zaman aşımı süresi belirtilmeyen
emanetlerin Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanun çerçevesinde
değerlendirilip, on yıl üzerinden zaman aşımının hesaplanması gerektiğidir. Ek
olarak zaman aşımına uğramış alacakların da kurum kazancının tespitinde gider
olarak değerlendirilmemesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bu yazımızda
emanetlerde bulunan tutarların zaman aşımları sürelerinin mevzuat karşısındaki
durumu ve bu konudaki bazı önemli noktalar ortaya konulmaya çalışılmıştır.
*Gelir İdaresi
Başkanlığı tarafından verilen 62030549-125[8-2016/165]-236148 sayılı 04.08.2017
tarihli özelgedir.
Yazarlar:
Özlem Atay (Vergi, Kıdemli Müdür) & Esra Önder (Vergi, Müdür Yardımcısı)