7326 Sayılı Kanunla
getirilen taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerin yeniden
değerlenmesinin gündemimizde olduğu şu günlerde Yatırım Teşvik belgesi
kapsamında alımı yapılan taşınmaz ve sabit kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi
tutulmasının indirimli kurumlar vergisi uygulamasına etkisi ile ilgili önemli hususları
paylaşmak istiyoruz.
Genel teşvik
uygulamaları hariç diğer (Bölgesel, Öncelikli, Stratejik ve Süper Teşvik)
teşvik uygulamalarında yatırım teşvik belgesi üzerinde vergi indirimi desteğine
yer verilmektedir. Vergi indirimi hesaplaması ise yatırımın cinsine ve dönemine
göre farklılık göstermekte olup tüm yatırım cinslerinde yatırımdan elde edilen
kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle
tespit edilebilmesi halinde, bu kazanca indirimli kurumlar vergisi uygulanabilmektedir.
Kazancın ayrı
bir şekilde tespit edilememesi halinde ise tevsi yatırım dolayısıyla
indirimli kurumlar vergisi uygulanacak
kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine
kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiyle belirlenebilmektedir.
Bu hesaplama
sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden
değerlenmiş tutarları ile dikkate alınacaktır. Burada bahsedilen yeniden
değerlenmiş tutar, gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon
düzeltmesi sonucu oluşan değerlerdir. Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı
tarafından verilen 19/06/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-11-62-259
sayılı özelgede “Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde yer alan
"Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin
kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır."
ifadesi ile kastedilen sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde
yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin
dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması
halinde yapılacak enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme
yapılmayacaktır.” görüşüne yer verilmiştir.
Bunun yanında Gelir
İdaresi Başkanlığı tarafından verilen 28/11/2012 tarihli ve
B.07.1.GİB.4.16.16.01-125(ÖZG12/26)-419 sayılı özelgede; kazanç ayrı olarak
takip edilemeyip brüt satış karı ayrı olarak hesaplanabiliyorsa, müşterek
giderler ve müşterek gelirlerin oranlama yöntemi ile ayrıştırılabileceği
görüşüne yer vermiştir. (Yatırımdan Elde Edilen Ürünlerin Satış Maliyeti / Toplam Satış Maliyeti )
* Müşterek Giderler, (Yatırımdan Elde Edilen Hasılat /
Toplam Hasılat ) * Müşterek Gelirler.
Diğer
faaliyetlerden olağan gelir ve karlar, diğer faaliyetlerden olağan gider ve
zararlar, olağandışı gelir ve karlar ile olağan dışı gider ve zararlardan
teşvikli yatırıma atfedilebilecek olanlar düşüldükten sonra yukarıdaki formülle
ayrıştırma yapılması gerektiği kanaatindeyiz.
Ancak tevsi
yatırımlardan elde edilen kazancın oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesinin
seçimlik bir hak olmayıp, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın
işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle mükellefçe
tespit edilmesinin esas olduğunu unutmamak gerekir.
Diğer yandan yatırımcıların,
yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlarından elde ettikleri
kazançlarının yanı sıra toplam yatırıma katkı tutarının Cumhurbaşkanı Kararı
ile belirlenen kısmına ilişkin olarak yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden
elde ettikleri kazançlarına da indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkündür.
1.
Taşınmaz ve Sabit
Kıymetlerin Değerlenmesi
7326 Sayılı
Kanunla VUK’un geçici 31. Maddesine eklenen fıkra ile taşınmazların ve
amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlenmesine olanak
sağlanmıştır. 7144 sayılı kanunda sadece taşınmazlar yeniden değerlenebilirken
7326 sayılı kanun ile ATİK’lerin de yeniden değerlenmesi mümkün hale gelmiştir.
Yeniden
değerleme, uygulamadan yararlanma hakkına haiz mükelleflerin 9/6/2021 tarihi
itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan iktisadi kıymetler ve varsa
bunlara ait amortismanlar esas alınmak suretiyle 31/12/2021 tarihine kadar
yapılabilecektir.
9/6/2021 tarihi
itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan iktisadi kıymetlerin tamamı veya
bir kısmı için bu uygulamadan yararlanılabilir. Ayrıca beyanda bulunduktan
sonra, yeniden değerlemeye tabi tutulmak istenen ilave iktisadi kıymetler için
ek beyanname verilmesi mümkündür.
Amortismana
tabi olup faydalı ömür süresini tamamlayan iktisadi kıymetlerin de yeniden
değerleme uygulamasından yararlanmaları mümkün bulunmaktadır.
Değerlemeye tabi
tutulan iktisadi kıymetler yeniden değerleme sonrasında bulunan değerler
üzerinden amortismana tabi tutulmaya devam edilebilir.
2.
Yeniden
Değerlemenin İndirimli Kurumlar Uygulamasına Etkisi
Tevsi
yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazanç, yapılan tevsi
yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam
sabit kıymet tutarına oranlanması suretiyle belirlenebilmektedir. 7326
Sayılı Kanun kapsamında taşınmaz ve sabit kıymetler yeniden değerleme
uygulamasına tabi tutulduğu takdirde indirimli kurumlar vergisi uygulamasına
tabi tutulacak kazancın hesaplanması aşamasında hem yapılan tevsi yatırım
tutarının hem de sabit kıymetlerin maliyet bedelinin yeniden değerlenmiş
tutarları ile dikkate alınıp alınmayacağı konusu indirimli kurumlar vergisini
uygulayanlar nezdinde tereddüt yaratmaktadır. Bu noktada sabit kıymet
maliyet bedelleri yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alındığı durumda yapılan
tevsi yatırım tutarlarının da yeniden
değerlenmiş hali ile dikkate alınması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer bir
ifade ile oranlama yönteminde hem pay hem de payda kısmında yeniden değerlenmiş
tutarların yer alması gerektiğini düşünüyoruz.
Oranlama
Yöntemi;
Tevsi
Yatırım Tutarı ( Fiili Harcama )
-----------------------------------------------
Aktife
Kayıtlı Bulunan Amortismana
Tabi Toplam Sabit Kıymetlerin Maliyet Bedeli
(Devam eden yatırımlara ait tutarlar da dâhil)
3.
Birden
Fazla Teşvik Belgesi Olması Durumunda
Yatırım teşvik
belgeleri kapsamındaki yatırımlardan elde edilen kazançlar, indirimli kurumlar
vergi uygulamasında diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç olarak
değerlendirilememektedir. Ancak, yatırım teşvik belgesi kapsamındaki
yatırımların tamamlanmış ve indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanmak
suretiyle yatırıma katkı tutarlarının tamamının kullanılmış olması halinde, bu
yatırımlardan, hak kazanılan yatırıma katkı tutarının tamamının kullanıldığı
hesap döneminden itibaren elde edilen kazançlar, indirimli kurumlar vergisi
uygulamasında diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç olarak değerlendirilebilir.
Yatırımcıların
birden fazla yatırım teşvik belgesinin bulunması ve yatırım döneminde diğer
faaliyetlerden elde edilen kazancın yetersiz olması durumunda, hangi teşvik
belgesine öncelik verileceği yatırımcılar tarafından serbestçe belirlenebilir.
Yatırımcıların
birden fazla yatırım teşvik belgesi olduğu ve belgelerden birinin işletme
döneminde, diğer ikisinin ise yatırım döneminde olduğu bir örnekte öncelikle
işletme döneminde olan yatırım teşvik belgesine isabet eden kazancın bulunarak
indirimli kurumlar vergisi uygulanması gerekmektedir. Geriye kalan kazanç ise
diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç olarak dikkate alınıp serbest bir
şekilde istenilen yatırım teşvik belgesinin destek oranlarınca indirimli kurumlar
vergisi uygulamasına konu edilebilir.
Bu durumda olan
yatırımcıların işletme dönemindeki yatırım teşvik belgesine ait taşınmaz ve
sabit kıymetler hariç diğer taşınmaz ve sabit kıymetlerini değerlemeye tabi tutarak
yatırımdan elde edilen kazanç tutarını düşürebilmeleri dolayısı ile diğer
faaliyetlerden elde edilen kazanç tutarını artırabilmeleri mümkündür.
4. Değerlendirmemiz
Her ne kadar KVK
32/A Maddesinin 4 üncü fıkrasında oranlama aşamasında işletme aktifinde yer
alan sabit kıymetlerin kayıtlı değerinin yeniden değerlenmiş tutarlar olduğu
açıklansa da Hem KVK Tebliğinin 32.2.8. bölümünde hem de 19/06/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-11-62-259
sayılı özelgede yeniden değerlenmiş tutarlardan kastın enflasyon düzeltmesi
sonucu oluşan değerler olduğu anlaşılmaktadır. 7326 sayılı kanun kapsamında
yapılan değerleme sonucunda ortaya çıkan değerlerin indirimli kurumlar vergisi
uygulamasında dikkate alınıp alınmayacağına Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından
açıklık getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bunun yanında Gelir İdaresi Başkanlığı'nın oranlama konusundaki genel eğilimi "toplam sabit kıymet tutarı" kavramının "amortisman öncesi brüt tutarı" ifade ettiği yönündedir.
Bu yaklaşım
teşvik sisteminin etkinliğini önemli ölçüde azaltmakta ve hâlihazırda birçok
teşvik belgeli tevsi yatırımda bu durum ciddi bir ihtilaf konusu olmaya devam
etmektedir. Bu nedenle hak edilen kurumlar vergisi teşvikinden yararlanma on
yıllarla ifade edilen sürelere yayılabilmekte iken yeniden değerleme uygulaması
ile bu sürelerin daha da uzun sürelere yayılması beklenmektedir.
Yatırım Teşvik
ve İndirimli kurumlar vergisi müessesesinin getiriliş amacı dikkate alındığında
oranlamanın amortisman sonrası net defter değeri üzerinden yapılması daha
objektif bir yaklaşım olacaktır.
