İndirimli Kurumlar Vergisi Açısından "Avans Ödemeleri"

Yayınlanma Tarihi: 05 Nisan 2019


Üretim ve istihdamı artırmak amacıyla ülkemizde de yatırımlar devlet destekleri ile teşvik ediliyor. Kurumlar vergisine ilişkin teşvikler uzun süre "Yatırım İndirimi" müessesesi olarak Gelir Vergisi Kanunumuzda yer aldı, daha sonra bu müessese yürürlükten kaldırılarak Kurumlar Vergisi Kanunu,  Bakanlar Kurulu Kararları ve diğer düzenlemeler ile 2009 ve 2012 yıllarında yeniden yapılandırıldı.

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 32/A maddesinde düzenlenen "İndirimli Kurumlar Vergisi" uygulaması ile yatırımlarını Ekonomi Bakanlığı tarafından sağlanan teşvik belgesine bağlayan mükelleflere, gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını aşmamak ve toplam yatırıma katkı tutarının %80'ini geçmemek üzere yatırım döneminde diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlarına indirimli gelir veya kurumlar vergisi uygulama imkanı sağlanıyor.

İndirimli kurumlar vergisi uygulamasında belirleyici olan husus yatırıma katkı tutarıdır. Yatırıma katkı tutarının hesaplanabilmesi için öncelikle indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanacak yatırım harcamalarının tespit edilmesi gerekiyor.

Yatırım Harcaması Nedir?

Gerek Kurumlar Vergisi Kanunu'nda gerekse 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ve Tebliğlerde İndirimli Kurumlar Vergisi uygulaması açısından "yatırım harcaması"nın açık bir tanımına yer verilmemiş, yalnızca ilgili düzenlemelerin muhtelif yerlerinde "yatırım harcaması" olarak değerlendirilmeyecek kalemler açıklanmıştır. Örneğin, arazi, arsa, royalti, yedek parça ve amortismana tabi olmayan diğer harcamalar Ticaret Bakanlığı açısından "yatırım harcaması" olarak kabul edilmekle birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı açısından indirimli kurumlar vergisi hesaplamasında dikkate alınmıyor.

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan diğer bir husus ise, mükelleflerin yatırım için yaptıkları avans ödemeleri ile ilgilidir. Özellikle uzun soluklu ve büyük yatırımlarda şirketler tedarikçilerine sözleşmelere bağlı olarak avans ödemeleri yapmakta hatta bazı durumlarda bu ödemeler karşılığında "avans faturası" olarak adlandırılan faturalar temin ediyorlar. Ancak bu durum, mevzuatta açık bir "harcama" tanımı olmaması nedeniyle indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından tereddüte yol açabiliyor. Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse; şirket teşvik belgesinde yer alan bir makine için 500.000 TL ödeme yapmış ve bu makinenin faturasını temin ederek aktife kaydetmiştir. Diğer bir makine alımı için ise 100.000 TL avans ödemesi yapılmıştır.  İndirimli kurumlar vergisi hesaplamasında hangi tutar veya tutarlar dikkate alınmalıdır? Bu soruyla ilgili değerlendirme yapmadan önce önceki yatırım teşvik sistemi olan "yatırım indirimi" müessesesinde "harcama" tanımının nasıl yapıldığına göz atmak faydalı olacaktır.  Konuyla ilgili 22 sayılı Gelir Vergisi Sirküleri'nin "Yatırım İndirimi Uygulamasının Başlangıcı" başlıklı bölümünde aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir;

"Yatırım indirimi uygulamasına, yatırımın konusunu oluşturan aktif değerlere ilişkin harcamaların yapıldığı takvim yılından itibaren başlanılır ve indirimden yararlanılacak tutara ulaşılıncaya kadar devam olunur.

Bu uygulama bakımından "harcama", yatırım indirimine konu iktisadi kıymetlere ilişkin bedelin ödenmesi ya da borçlanılması, bu iktisadi kıymetlerin işletmenin aktifindeki herhangi bir hesaba kaydedilmesi ve iktisadi kıymetlere yatırımcı tarafından tasarruf edilebilir duruma gelinmesi anlamına gelmektedir.

Yurt dışından sağlanacak yatırım mallarına ait harcamalara ilişkin yatırım indirimi, kat'i ithalleri yapılıp gümrükten çekilerek işletmenin aktifindeki bir hesaba alındığı tarihte uygulanacaktır.

Mal ve hizmet üretim yeri olarak kullanılmak üzere inşa edilen bina yatırımlarında veya yatırım indirimine tabi iktisadi kıymetlerin parça parça satın alınıp monte edilmesi durumunda yatırım indirimi istisnası, harcamaların yapılmaya başlandığı yıldan itibaren uygulanır."

Örnekteki makine avansı, yukarıdaki sirküler kapsamında değerlendirildiğinde indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından geçerli bir "harcama" olarak değerlendirilmeyeceği sonucuna varılabilecektir.  

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…

Mevcut yatırım teşvik mevzuatımızın yeterli derecede açık olmaması uygulamada karşılan sorunların daha çok özelgeler vasıtasıyla çözüme kavuşturulmasına neden oluyor. Avans harcamalarının indirimli kurumlar vergisi uygulaması karşısındaki durumuna dair İdare tarafından henüz bir görüş verilmemiştir. Ülkemizin yatırıma ihtiyaç duyduğu bu dönemlerde yatırımcıya sağlanan kurumlar vergisi teşvikinin etkisinin arttırılması ve henüz yatırımdan gelir edilmediği yatırım döneminde  yatırımcının vergi yükünün hafifletilmesi ve bu yolla finansman ihtiyacına katkıda bulunulması amacıyla avans ödemelerinin de indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınabileceğine dair bir düzenleme yapılmasının  faydalı olacağı inancındayız.

Altar Çalışaneller
Tam Tasdik, Direktör
acalisaneller@kpmg.com