Hollanda- Rusya Restleşmesinde Arada Kalan Türk Yatırımcıları Olabilir

Yayınlanma Tarihi: 09 Aralık 2020


Özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve onun uydusundaki doğu blokunun dağılması sonrası anormal bir hıza ulaşan küreselleşme faaliyetlerinin çok çeşitli sebeplerle terse döndüğünü son yıllarda sıklıkla gözlemliyoruz. İş vergiye gelince ülkeler her ne kadar sınırlarını yabancı yatırımlara açık tutmaya devam etseler de bir yandan da vergi alma ile ilgili haklarını daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Elbette bu noktada tarafların sesleri dünyada ne kadar güçlü olduklarıyla paralel bir şekilde çıkıyor.

Rusya Federasyonu’nun (“Rusya”) dünyaya açılması ile beraber son 30 yıldır en ciddi şekilde yatırım çeken ülke olduğu tartışmasız bir gerçek ve dünyanın her yerinde olduğu gibi bu yatırımlar da önemli bir çoğunlukla Hollanda holding şirketleri kullanılarak yapılıyor. Basına yansıyan bilgilere göre kar payı ve faiz adı altında Rusya’da mukim şirketler tarafından Hollanda’da mukim ortaklarına yapılan ödemeler 2017 yılında 6.2 milyar dolar, 2018 yılında 5.6 milyar dolar ve 2019 yılında 4.6 milyar dolar olarak gerçekleşiyor. Böylesine devasa bir pazara sahip ülke ile böylesine devasa bir yatırım gücünü çekebilen ülke karşı karşıya geldiğinde ise işler her zaman da sükûnet içinde gitmeyebiliyor.

Hollanda ile Rusya Arasında Neler Oluyor?

Aslında konunun kökenlerine inmek için öncelikle 2015 yılına dönmek gerekiyor. 2015 yılında Rusya vergi mevzuatına ilave edilen gerçek lehdar kavramı uyarınca 2017 yılından itibaren Rusya’da iştiraki bulunan yabancı şirketlerin, iştiraklerinden elde ettikleri gelirlere ilişkin olarak vergi anlaşmalarında yer alan avantajlı vergi oranlarından yararlanabilmeleri için bu gelirlerin gerçek lehtarı olduklarını belgelemeleri, ispat etmeleri gerekiyordu. Bu durum, aslında uluslararası vergileme anlamında son 10 yılımızın en sıcak gündem konusu olan BEPS inisiyatifinin temel mantığı ile de gayet uyumluydu ve elbette ki Hollanda’da mukim şirketler de bu gelişmelerden haklı olarak nasibini alıyordu. Hollanda mukimi olan şirketler bu süreçle beraber Rusya vergi mevzuatının gerçek lehdardan olan beklentilerini yerine getirmek için çaba sarf etmeye başladılar.

2020 yılına gelindiğinde, belki de dönemsel olarak küresel salgın koşullarının da etkisiyle Rusya, vergi konusunda daha sıkı ve korumacı tedbirler almaya başladı ve Rusya ile çok sıkı ekonomik ilişkileri bulunan Lüksemburg, Malta, Kıbrıs ve Hollanda’ya vergi anlaşmalarının özellikle faiz ve kar payları üzerinde Rusya’nın vergi alma hakkını artıracak şekilde revize edilmesi için açıkça talepte bulundu ve taleplerin gerçekleşmemesi durumunda da vergi anlaşmasından tek taraflı olarak çekileceğini beyan etti. Bu rest Lüksemburg ve Malta tarafında derhal karşılık gördü ve vergi anlaşmalarının revizyonu ile ilgili süreç başladı. Kıbrıs ise öncelikle Rusya’nın teklifini kabul etmeye yanaşmadı ancak Rusya’nın anlaşmadan tek taraflı olarak çekilme sürecini başlattığı açıklaması ile kabul etmek durumunda kaldı. Şu anda Hollanda ile Rusya arasındaki durum da tam bu noktada; Hollanda, Rusya’nın teklifini kabul etmedi ve Rusya da anlaşmadan tek taraflı olarak çekilme sürecini başlattığını duyurdu. Hollanda’nın bir Kıbrıs olmadığı çok açık ancak Rusya da herhangi bir pazar değil ve buradaki restleşmenin nereye evirileceğini yakından takip edeceğiz.

Rusya Ne İstiyor?

Rusya’nın isteklerini çok genel olarak vergi anlaşmalarında yer alan oranların yerel mevzuat ile paralel hale getirilecek şekilde artırılması olarak özetleyebiliriz. Kıbrıs anlaşmasındaki benzer süreç sonunda yapılması gündemde olan değişiklikler muhtemelen Hollanda açısından da benzerlik gösterecektir. Buna göre Rusya, mevcut vergi anlaşmasında % 5 olan kar payları üzerinden kaynak ülke olarak vergi alma hakkını yerel mevzuatta yer alan orana paralel bir şekilde % 15’e çıkarmak istemektedir. Aynı şekilde mevcut vergi anlaşmasında tüm vergileme hakkının Hollanda’ya bırakıldığı faiz ödemeleri üzerinden kaynak ülke olarak vergi alma hakkını da % 15’e çıkarmak istemektedir. Bu tekliflerin kabul görmesi halinde sonuç çok açıktır; Rusya’da Hollanda holding şirketleri üzerinden yatırım yapan şirketlerin dolaylı olarak Hollanda üzerinden elde edecekleri faiz ve kar payı gelirleri üzerindeki vergi yükü ciddi bir şekilde artacaktır ve yatırım çok daha pahalı bir hale gelecektir.

Vergi Anlaşması’ndan Tek Taraflı Çekilme Süreci

Rusya, vergi anlaşmasından tek taraflı olarak çekilmek konusunda kararlı olursa bununla ilgili olarak herhangi bir mali yılın bitiminden en geç altı ay önce Hollanda’ya bir bildirimde bulunması gerekiyor ve vergi anlaşması ertesi yıldan itibaren yürürlükten kalkıyor. Bu takvime göre 2020 yılı için artık çok geç ancak Haziran sonuna kadar süreçle ilgili bildirimin yapılması halinde 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren bir vergi anlaşması olmayacak demektir. Bir başka deyişle; anlaşma en az 1 Ocak 2022 tarihine kadar yürürlükte kalmaya devam edecektir.

Vergi anlaşmasının yürürlükten kalkması halinde ise Rusya mukimi şirketler tarafından Hollanda mukimi ortaklarına yapılacak olan kar payı ödemeleri % 15, faiz ödemeleri ise % 20 oranında stopaja tabi hale gelecektir. Bu açıdan bakıldığında Rusya açısından anlaşmadan çekilme ile anlaşmanın revizyonu arasında çok da fark yoktur. Rusya, bu oyunu tam da Kıbrıs ile oynadığı şekilde rest çekerek oynamaktadır ancak Hollanda’nın bu oyunu nasıl oynadığını bilmiyoruz ve yaşayıp öğreneceğiz.

Gelişmelerin Türk Yatırımcılara Olan Etkisi

Yatırımlarla ilgili olarak tüm istatistiklere bakıldığında Türkiye’den yatırımların önemli çoğunluğunun Hollanda üzerinden geçtiğini biliyoruz ve Hollanda’dan geçen bu yatırımların çok önemli bir kısmının da Rusya’ya gittiğini de biliyoruz. Dolayısıyla Hollanda ile Rusya arasında vergi anlaşması konusunda yaşanan gelişmeler Türk yatırımcılarını çok ciddi bir şekilde etkileyecektir ve Rusya, Hollanda’nın şartların muhafazasına yönelik karşı tekliflerini kabul etmezse kar payları ve faiz gelirleri üzerindeki vergi yükü ciddi bir şekilde artacaktır.

Elbette bu gelişmeyi Türkiye’de gündemde olan Çok Taraflı Sözleşme’nin yürürlüğe girmesine yönelik gelişmelerle beraber okumalıyız. Türk yatırımcıları zaten son 6 aydır Hollanda vergi anlaşmasının istisna hükmünün devre dışı kalıp kalmayacağı ve buna bağlı olarak temettü üzerindeki vergi yükünün % 20 artıp artmayacağına odaklanmışken tamamen başka bir cepheden gelen haberler de tedirginliklerini iyice artıracaktır. Mevcut durumda Türk şirketleri tarafından Hollanda üzerinden Rusya’ya yapılan yatırımlardaki vergi yükü tamamen Rusya’da ödenen vergilerden müteşekkil olmak üzere % 24 ( Rusya’da % 20 kurumlar vergisi + Rusya’da vergi sonrası kar üzerinden % 5 kar dağıtım stopajı) seviyesindeyken aynı anda Hollanda ile Rusya anlaşmasının ve Türkiye ile Hollanda arasındaki vergi anlaşmasının istisna hükmünün Çok Taraflı Sözleşme ile devre dışı kalması halinde %45.6 ( Rusya’da %20 kurumlar vergisi + Rusya’da vergi sonrası kar üzerinden %15 kar payı stopajı + kalan kazançtan Türkiye’de % 20 kurumlar vergisi)  seviyesine yükselecektir.

Sonuç Olarak...

Sonucun yukarıda izah edildiği üzere tahammül edilemez olduğu açıktır ve Hollanda üzerinden Rusya’ya yatırım yapan Türk şirketleri artık sadece Türkiye’deki gelişmeleri değil Hollanda ile Rusya arasındaki gelişmeleri de çok yakından izlemek durumundadır. Ancak BEPS inisiyatifinin kendisine verdiği ödevleri yerine getirirken yurtdışındaki girişim sermayesi fonları karşısında konumu zayıflayan, kontrol edilen yabancı kurum düzenlemeleri ile daha sıkı bir duruş sergilemek durumunda kalan Hollanda’nın holding şirketlerinin bu genel uluslararası vergi gidişatında yeni tehditler ile doğrudan (Rusya örneğinde olduğu gibi) ya da dolaylı (Türkiye örneğinde olduğu gibi) olarak karşılaşması hayli olasıdır ve görünen o ki Türk yatırımcıların da işi her geçen gün daha da zorlaşacaktır. Alternatiflere bakıldığında ise karşımıza Çok Taraflı Sözleşme’nin ana amaç testi ile ilgili hükümler çıkacaktır. Vergi alma söz konusu olduğunda artan korumacılık ve ülkeler arası işbirliği derken dünya gitgide daha da küçülecektir.

Eray Büyüksekban
Global Vergi Danışmanlığı Hizmetleri Lideri, Şirket Ortağı
ebuyuksekban@kpmg.com