Gerçek Kişilerin Yurtdışından
Elde Ettiği Kar Paylarında Vergileme Ve Vergi Mahsubu
Son yıllarda Türk sermayesinin yurtdışında yatırım yapma eğiliminin artmasıyla birlikte, Türkiye’de yaşayan gerçek kişilerin yurtdışından kar payı elde etmeleri yaygınlaşmıştır. Elde edilen kar payları yurtdışı yatırım bankaları veya çeşitli mobil uygulamalar üzerinden işlem yapılan yurtdışı borsalarda olabileceği gibi, gerçek kişilerin yurtdışında doğrudan sahibi oldukları şirketler üzerinden dağıtılan kar payları da olabilmektedir.
Yazımızda gerçek kişilerin yurtdışından elde ettikleri kar paylarının vergilenmesi ve yurtdışında ödedikleri verginin mahsubu konusu gelir vergisi açısından değerlendirilmektedir.
Yurtdışı Kar Paylarının Gelir Vergisi Açısından Değerlendirilmesi
Gelir Vergisi Kanunu’nun 3üncü maddesine göre Türkiye’de yerleşmiş gerçek kişiler (tam mükellef), Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden Türkiye’de vergilendirilirler. Aynı kanunun 4üncü maddesine göre ise yerleşmeden kasıt ikametgâhı Türkiye'de bulunanlar veya bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlardır. Dolayısıyla Türkiye’de ikamet eden ve başkaca bir ülkede ikametgâhı olmayan kişilerin yurtdışından elde ettikleri kar payları ister bankadan olsun ister doğrudan sahip oldukları şirketlerden olsun Türkiye’de gelir vergisine tabiidir.
Yurtdışı borsalarda işlem gören hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirleri, Türkiye’de vergi kesintisi ve istisna uygulamasına konu olmayan diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarıyla birlikte 8.400 TL’yi geçmesi durumunda, herhangi bir istisnaya konu olmadan tümüyle gelir vergisine tabiidir. İlgili gelir, yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmelidir ve %15 ile %40 arasında vergilendirilir.
Elde edilen temettü geliri, yurtdışında anonim veya limited şirket statüsünde olan ve en az ödenmiş sermayesinin %50 sine sahip olunan bir şirketten elde ediliyor ise, temettü gelirinin tamamının ilgili yılın yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, temettü tutarının %50si gelir vergisinden müstesnadır.
Yurtdışından elde edilen temettü gelirleri ile ilgili vergileme yapılırken, Türkiye ile temettü gelirinin elde edildiği ülke arasında bir çifte vergiyi önleme anlaşması var ise, çifte vergiyi önleme anlaşmasının hükümlerine bakılmalıdır. Bazı çifte vergiyi önleme anlaşmaları (örneğin Hollanda), Türkiye mukimlerinin belirli şartları sağlamak koşuluyla elde ettikleri temettü gelirlerini vergiden muaf tutulmaktadır. İlgili çifte vergiyi önleme anlaşmalarında temettü gelirlerine ilişkin bir muafiyet yok ise, yukarda bahsedilen vergileme esasları geçerlidir.
Yurtdışından Elde Edilen Kar Paylarında Vergi Mahsubu
Yurtdışından elde edilen temettü gelirleri, gelirin elde edildiği ülke (kaynak ülke) tarafından da vergilendirilebilmektedir. Yabancı ülkelerde temettü gelirleri elde edip bu gelir üzerinden yurt dışında vergi ödeyenlerin vergi mahsubuna ilişkin düzenlemeler 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 123üncü maddesinde düzenlenmiştir. İlgili kanuna göre vergi mahsubunun yapılabilmesi için aşağıdaki koşullar gerekir;
-Ödenen verginin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması
-Yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerin tevsik edilmesi;
-İlgili belgelerin, vergi ödemesinin ilk taksit süresinden itibaren bir yıl içerisinde ilgili vergi dairesine teslim edilmesi şarttır.
Mahsup edilecek (indirilecek) vergi miktarı, Türkiye’de ilgili gelire isabet eden gelir vergisi tutarını aşamaz.
Yurtdışında anonim veya limited şirket statüsünde olan ve en az ödenmiş sermayesinin %50 sine sahip olunan bir şirketten elde edilen temettü geliri ile ilgili istisna koşulları sağladığı takdirde, ilgili gelirin %50 si Türkiye’de istisna olmasına rağmen, yurtdışından ödenen verginin tamamı, Türkiye’deki toplam vergi yükünü aşmayacak şekilde indirime konu edilebilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu, temettü gelirinin elde edildiği ülke ile Türkiye arasında çifte vergiyi önleme anlaşmasının olup olmaması ve anlaşma var ise bu temettü gelirinin ilgili çifte vergiyi önleme anlaşması hükümlerine göre vergilenip vergilenmediğidir. Eğer temettü geliri Türkiye’nin çifte vergiyi önleme anlaşması olan bir ülkeden elde ediliyor ise, indirilebilecek vergi tutarı ilgili çifte vergiyi önleme anlaşmasında belirlenen oranı aşamaz.
Örnek 1: Türkiye’de tam mükellef gerçek kişi olan Mehmet Bey, İsviçre yatırım bankası hesabında bulunan hisseleri üzerinden 2023 yılında 100.000 CHF’lik bir temettü geliri elde etmiştir. İsviçre’de bu geliri üzerinden %35 oranında bir gelir vergisi stopaj yapılmıştır. (Mehmet Bey’in Türkiye’deki efektif vergi oranının %27 olacağı varsayılmıştır)
Mehmet Bey, 2024 yılı mart ayında, yıllık gelir vergisi beyannamesinde 100.000 CHF’nin temettünün tamamını, yurtdışında elde edilen kar payı olarak beyan edecektir. Türkiye’de 100.000 CHF’lik temettü geliri üzerinden 27.000 CHF’lik gelir vergisi hesaplanacaktır.
Mehmet Bey’in İsviçre’de ödediği vergiler ise beyannamede indirime konu edilebilecektir. Ancak, Türkiye ile İsviçre arasında imzalanan çifte vergiyi önleme anlaşmasına göre, Türkiye mukimi bir gerçek kişiye İsviçre tarafından yapılan temettü ile ilgili ödenecek vergi %15 i aşamayacaktır. Bu nedenle, Mehmet Bey Türkiye’deki gelir vergisi beyannamesinde İsviçre’de ödediği 35.000 CHF’nin tamamını değil, vergi anlaşmasındaki orana uygun olarak 15.000 CHF’lık kısmı Türkiye’de mahsup edebilir. Fazladan ödenen 20.000 CHF’lik kısım için ise, İsviçre’de vergi iadesine başvurabilir.
Örnek 2: Türkiye’de tam mükellef gerçek kişi Elif Hanım, İsviçre’de ödenmiş sermayesinin %100 üne sahibi olduğu limited şirket statüsündeki XYZ GmbH şirketinden 2023 yılında 80.000 CHF temettü almıştır. Elif hanım Türkiye mukimi olduğunu şirket kuruluşunda belirtmiş ve temettü gelirinden yapılacak stopajın, çifte vergiyi önleme hükümlerine göre yapılacağını bildirmiştir. Bu nedenle 80.0000 CHF üzerinden, çifte vergiyi önleme anlaşması hükümlerine göre %15 oranında stopaj yapılmış ve İsviçre’de 12.000 CHF gelir vergisi ödenmiştir. Kalan 68.000 CHF’lik tutar ise Elif Hanım tarafından 2024 yılı Şubat ayında Türkiye’ye transfer edilmiştir. (Elif Hanım’ın Türkiye’deki efektif vergi oranının %27 olacağı varsayılmıştır)
Elif hanım 2024 yılı mart ayından yıllık gelir vergisi beyannamesinde 80.0000 CHF’lik temettü gelirinin tamamına beyannamede yer verecek, ancak istisna hükümlerini taşıdığı için ilgili temettü gelirinin yarısı istisna kapsamında olacak ve 40.000 CHF üzerinden vergi ödeyecektir. Elif Hanım’ın efektif vergi yüküne göre Türkiye’de hesaplanan vergi 10,800 CHF olacaktır.
Elif Hanım’ın İsviçre’de ödediği vergiler çifte vergiyi önleme anlaşması hükümlerine uygun olduğundan, Türkiye’de ilgili gelire isabet eden gelir vergisi kadarlık kısmının tamamı gelir vergisinden mahsup edilebilecektir. Elif Hanım İsviçre’de 12.000 CHF gelir vergisi ödemesine rağmen, Türkiye’deki gelir vergisi 10,800 CHF olduğundan, bu limite kadar olan vergiyi mahsup edebilecek, kalan 1,200 CHF’lik kısmı ise indirime konu edemeyecektir. Bu 1,200 CHF için ise İsviçre’de de herhangi bir vergi iadesi alamayacaktır.
Sonuç:
Türkiye’de tam mükellef gerçek kişilerin yurtdışından elde ettikleri kar payı gelirleri, gelirin elde edildiği ülkeye ve kar payı gelirinin niteliğine göre farklı şekillerde vergilenebilmektedir.
Yurtdışından ödenen vergilerin Türkiye’deki vergi hesabından indirilebilmesi için, yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve ilgili ülkelerdeki Türk elçilik ve konsolosluklarında tasdik edilen apostilli belgelerin, tercüme edilmiş haliyle birlikte ilgili vergi dairesine, gelir vergisi ilk taksit süresinden başlamak üzere bir yıl içerisinde teslimi şarttır.
Bu nedenle, ilgili kar paylarının vergilenmesinde, kar payının elde edildiği ülke ile Türkiye arasındaki çifte vergiyi önleme anlaşmasının hükümleri dikkate alınarak vergileme yapılmalıdır. İlgili vergilerin mahsubuna ilişkin olarak ise belgelerin zamanında teslimine özen gösterilmelidir. Belgenin zamanında teslim edilmemesi, yurtdışında ödenen vergilerin reddine neden olacaktır.