Ek Verginin Taksitlendirilmesi ve Tecili
2022 hesap döneminde indirimleri,
istisnaları ve indirimli kurumlar vergisinin sağlayacağı getiri ile yola çıkan;
finansal planlama ve yatırımlarını buna göre yapan mükellef grupları için ihdas
edilen tek seferlik “Ek vergi” büyük bir sürpriz olmuştur. Ek vergiyi
düzenleyen kanuna göre, ek vergi taksitlerinin ilkinin kurumlar vergisi
beyannamesinin ödeneceği süre içerisinde (2022 yılı Kurumlar Vergisi
Beyannamesi üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 5 Mayıs 2023 Cuma
gününe uzatılmıştır), ikincisinin ise bu süreyi takip eden dördüncü ayında
olmak üzere 2 eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir.
01.01.2022-31.12.2022 hesap dönemine
tabi mükelleflerin ilk taksit süresinin son günü ise Kurumlar Vergisi
beyannamesinin son günü olan 05.05.2023 tarihi olduğundan ek vergi tahakkuk
eden mükellefler ne olduğunu anlamadan yeni karşılaştıkları bu verginin ilk
taksitlerini ödemiş, finansal açıdan hazırlıksız yakalanan mükelleflerin bir
kısmı ise bu vergiyi ödeyememiştir.
Ek vergi ile karşılaşan mükelleflerin önemli
bir kısmı ihtirazi kayıtla Kurumlar Vergisi beyannamelerini onaylamış ve anayasaya
aykırılığı gerekçesiyle ek vergiye karşı mahkemeye birçok dava dilekçesi vermiştir.
Çoğu mükellefin faaliyetine sekte vuran
bu sürpriz vergi sonrası Hazine ve Maliye Bakanlığı, yeni bir tahsilat iç
genelgesi yayımlamıştır. 31.05.2023 tarihinde yayımlanan 2023/2 seri no’lu
tahsilat iç genelgesinde ek verginin 6183 sayılı Kanunun 48.maddesi
kapsamında müracaat tarihinden itibaren 12 aya kadar tecil ve taksitlendirilebileceği
duyurulmuştur.
Tecil Müessesesi
Vergi tahsilatının devamlılığı için, tahsilat
sonrasında borçlunun ekonomik durumunun ne olacağının da gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeple, vergi tahsilatında mükelleflere kolaylık sağlanması ilkesi
çerçevesinde verginin ödeme zamanı, şekli ve yeri konularında avantaj sağlayan
yasal düzenlemeler getirilmiş, bunun yanında ise zamanaşımı, tahsilatın geri
bırakılması, verginin tecili ve terkini gibi müesseselerden mükelleflerin
yararlanmasına olanak sağlanmıştır.
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanununun 48. maddesinde düzenlenen tecil müessesesi ile amme
borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların
paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından
yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme
idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere
ve faiz alınarak tecil olunabileceği hüküm altına alınmıştır.
Burada belirtilen çok zor durum hali, mali
ve ekonomik zorluğu ifade etmektedir.
Çok Zor Durum Halinin Tespiti
1 seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği’ne
göre Kanunun 48.maddesine göre tecil, talep edilmesi halinde alacaklı amme
idareleri veya tahsil daireleri tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi
gereken bir işlem değildir. Alacaklı amme idareleri, icra takibine başlama ya
da icrayı devam ettirme hallerinin varlığında borçlunun “çok zor” durumda
kalacağını öngörür ve takdir ederlerse maddedeki şartlarla amme alacağını
tecil edebilirler.
Burada amme borçlusunun çok zor durum
hali, amme idaresinin takdiri ile geçerlilik kazanacak ve kanunda
belirtilen şartlarla amme alacağı tecil edilebilecektir. Yani tecil talebinin
kabulü zorunlu değildir.
Çok zor durum hali, 2014/1 Seri No’lu Tahsilat
İç Genelgesi ile düzenlenen, borçlunun ekonomik göstergelerine göre hesap
edilen likidite oranına göre belirlenmektedir.
Tecil Şartları
Kanun’un 48.maddesi hükümlerince tecil
şartları aşağıda yer almaktadır;
§ Amme borcunun vadesinde ödenmesi veyahut haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürmesi,
§ Borçlu tarafından yazı ile istenmesi ve teminat gösterilmesi,
§
36
ayı geçmemesi ve faiz alınması (Her ne kadar düzenlemede tecil süresi maksimum
36 ay olarak belirlenmişse de, ek verginin tecili 12 ayla sınırlandırılmıştır),
İlk Taksiti Ödenmeyen Ek Vergi veya İlk
Taksiti Ödenen ve İkinci Taksitinin Vadesi Gelmemiş Ek Vergi Tecil Edilebilir
mi?
Borcun vadesinin gelip gelmediğinin
tecil açısından bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle Ek verginin ödenmesinden
öncesindeki her safhada (vade öncesi ya da sonrası) tecil imkânından yararlanılabilmesi
mümkündür.
İç Genelgede Yer Alan “Ek Kurumlar
Vergisi” İfadesi
Tahsilat iç genelgesinde yer alan “Ek
Kurumlar Vergisi” ifadesinden, idarenin bu ek vergiyi Kurumlar Vergisinden ayrı
bir vergi türü olarak değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
