Covid-19 pandemisi ile mücadele tüm gücüyle devam ediyor.
Pandeminin bireyler üzerindeki etkilerinin yanı sıra, ülke ekonomilerine olan
olumsuz etkisi de çok büyük . OECD, Covid
19’un 2008 global krizinden sonra dünya ekonomisini etkileyecek en büyük
tehlike olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Covid 19 pandemisinden doğrudan etkilenen ulaşım,
turizm, eğlence gibi sektörlerin yanı sıra sağlık sektörü de dahil hizmet, üretim, perakende; toptan satış ve
dağıtım yapan tüm sektörlerin söz konusu pandeminden az ya da çok etkilendiği ve
sektörlerde bu etkinin belirli bir süre de devam edeceği aşikar. Pandeminin
ekonomiye etkisi bu kadar büyükken, kurum yöneticilerinin bugün çok iyi bir
şekilde anlam bulan “agility” yani çeviklik kapsamında yeni duruma uyum sağlayıcı
politikalar geliştirmesi oldukça önemli.
Küresel ekonominin baş aktörleri olan Çok Uluslu
İşletmeler (ÇUİ)’lerden şahıs şirketlerine kadar tüm kurumlar için öncelik
nakit akışı yönetimi. Nakit yönetiminde başarılı olmayan kurumlar maalesef
durma noktasına gelecek, devam edebilen Şirketler içinse; mal ve hizmetlere
talebin düşmesi, talep olsa bile üretimin gerçekleştirilemeyip arzın daralması
gibi nedenlerle karlılıklar önemli oranda düşecek, operasyonel zararlar
artacak.
Covid 19 pandemisi ile ilgili olarak tedarik
zincirlerinde meydana gelen bozulmalar, Covid-19 kriz yönetimi ile ilgili ilave
katlanılacak maliyetler, sektörlere özgü dikkate alınması gereken hususlar ve kısa
dönem için olmasa da orta dönemde özellikle Çok Uluslu İşletmeleri (ÇUİ) ilgilendirecek
bir konu olan transfer fiyatlandırması politikalarının gözden geçirilmesi önem
kazanmakta.
Tedarik
zincirinde meydana gelen bozulmalar
Pandemi esnasında
Grupların tedarik zincirlerinde bozulmalar meydana gelmiştir. Üretimler durmuş, hammadde tedariki zorlaşmış, ürün ve hizmet satışı
gerçekleştirilememiştir. Bu durum, Grupların mevcut tedarik zincirlerini tekrar
gözden geçirmelerine neden olmuştur.
Pandemi nedeniyle üretim, ar-ge ya da herhangi bir faaliyetin
merkezinin bir lokasyondan başka bir lokasyona
taşınması, bazı ülkelerdeki yatırımların kısmen ya da tamamen durulması söz
konusu olabilecektir. Bu durumda faaliyet kolu kapanan şirketlere herhangi bir
tazminat ödemesi yapılması gerekir mi, yeni taşınan coğrafyada kurulacak
şirketin grubun transfer fiyatlandırması modeline nasıl uyacağı gibi hususlar önem kazanmaktadır.
Bununla birlikte transfer fiyatlandırmasını politikasını tespit ederken dikkate alınan önemli
unsurlardan biri anahtar profesyonellerin grubun hangi lokasyonlarında çalıştığıdır. Covid 19 pandemisi sonrası anahtar personellerin
pandemi öncesi lokasyonları yerine kendi
ülkelerinde karantinada olmaları nedeniyle, kağıt üstünde görev
yaptıkları lokasyona atfedilen işlev, risk ve bunun karşılığı karlılık/zarar
oranlarının bu yeni duruma göre tekrar gözden
geçirilip geçirilmeyeceği önemli bir
konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum iş yeri oluşturma istinasları kapsamında
da ayrıca değerlendirilmedir.
Zararların Paylaşımı
Pandemi nedeniyle bozulan
tedarik zinciri nedeniyle yapılamayan üretimler, teslim edilmeyen mal ve
hizmetler nedeniyle oluşacak maliyetlerin ve zararların da ÇUİ arasında nasıl
paylaşılması gerektiği önemli bir
husustur.
Transfer fiyatlandırması
uygulamalarına göre ; ÇUİ grubunda riskleri üstlenen işletmelerin ve bu
işletmeye bağlı sınırlı riskli işletmelerin uğradıkları zararın,
gerçekleştirdikleri işlev ve taşıdıkları riskle paralel olması beklenmektedir.
Merkezi bir işletme ile tedarik zincirindeki diğer katılımcılar arasındaki
düzenlemeler genellikle ekonomik gerilemenin(krizlerin) olmadığı karlılık
projeksiyonlarına dayanmış olduğundan; pandemi gibi olağandışı durumları
içermemektedir. Örneğin Türk merkezli
bir grubun yurtdışında faaliyet gösteren sınırlı riske sahip işletmesi grubun
mevcut transfer fiyatlandırması politikasına
göre belirli bir operasyonel karlılık modeli ile çalışıyorsa, pandemi ile
grubun konsolide karı azalacağı hatta zarar söz konusu olabileceği için sınırlı
işletmesinde bırakılması gereken
karlılık olup olmadığı , söz konusu işletmede zarar kalıp kalmayacağı tekrar
değerlendirilmelidir. Aynı şekilde pandemi nedeniyle ortaya çıkan olağandışı maliyetlere ( çalışmayan kısım
gideri, personel tazminat vs) kimin katlanması gerektiği tekrar
değerlendirilmelidir.
Artan zararlara ve iş
daralmasına uygun olarak aksiyon almak, pandeminin grup içindeki mevcut risk
dağılımına ve transfer fiyatlarına etkisini değerlendirmek gerekmektedir.
Dış
Emsal Analizleri (Benchmark Düzenlemeleri)
Çok Uluslu İşletmeler,
transfer fiyatlandırması politikalarını uygulamak ve emsallere uygun fiyat ve karlılık
belirlemek amacıyla iç emsal ya da dış emsal analizleri
gerçekleştirmektedir. İç emsal yani
Şirketlerin tamamen bağımsız taraflar ile gerçekleştirmiş olduğu karşılaştırılabilir
işlemlerinin olmaması durumunda dış emsal analizleri yapılmaktadır. Dış emsal
analizleri belirli veritabanlarından yapılmaktadır. Veritabanlarında yer alan tüm Şirketlerin en güncel
finansalları; analizin yapıldığı dönemden iki hesap dönemi önceki verileri
içermektedir. Dolayısıyla mevcut dış emsal analizleri bugün itibariyle pandemi etkisi taşımamaktadır.
Benzer konular 2003 SARS
salgını ve 2008 global ekonomik krizinin ardından da tartışılmıştır fakat bu
dönemlerden sonra uygulanmaya başlanan BEPS aksiyon planları ve devletlerin
vergi mevzuatlarında transfer fiyatlandırması konusunda daha güçlü
regülasyonlar uygulamaya başlaması, söz konusu dönemlerde ÇUİ’lerin uyguladığı
transfer fiyatlaması ve karşılaştırılabilirlik analizi düzenlemelerinin bu
dönemde uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmaktadır.
Bu nedenle mevcut dış emsal analizlerini tekrar yorumlamak ve gerekirse mevcut dış
emsal aralığında bir takım düzeltmeler yapılması uygun olacaktır. Mevcut dış
emsal analizi sonuçlarını değiştirmek mümkün değilse de , dış emsal aralığında
hedef karlılık için dikkate alınan noktanın ( i.e medyan değer ) revize
edilebileceğini yerine( alt kartil ya da minimum değere çekerek) düşünmekteyiz.
Uygulanan
Yöntemlerin gözden geçirilmesi
Pandemi dahil diğer ekonomik kriz dönemlerinde görülen
transfer fiyatlandırması uygulamalarında İşleme Dayalı Net Kar Marjı Yönteminin
(İDNKMY) işlemsel farklılıklardan daha az etkilenmesi, işlevsel farklılıklara
daha toleranslı olması, grupta sadece tek
tarafın mali verilerine ihtiyaç duyulması gibi güçlü yanları ile
ÇUİ’lerin en çok kullandığı yöntem
olarak karşımıza çıkmaktadır. Pandemi
sırasında da grup içi uygulanan transfer fiyatlandırması yöntemlerinin gözden
geçirilmesi mümkündür.
Mevcut
Grup içi Sözleşmelerin Şartlarının yeniden gözden Geçirilmesi
Grup Şirketleri
arasındaki akdedilen ve tarafların rol
ve sorumluluk dağılımını gösteren grup
içi sözleşme şartlarının pandemi döneminde nasıl uygulanacağının, pandemi
nedeniyle bir iş kolu ya da şirketin faaliyetlerine son verilmesi durumunda
alınması gereken aksiyon olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca pandemi sırasında
grup içi sözleşmelerde yer alan faturalama, ödeme, mücbir sebep, fiyatlama gibi
tanımların da gözden geçirilmesi faydalı olacaktır. Örneğin iki grup şirketi
arasında olan Distribütörlük sözleşmesi kapsamında distribütöre belirli bir
faaliyet kar marjı bırakılmaksı yerine sadece distribütör maliyetlerinin
karşılanacağı bir modele geçilecekse mevcut sözleşmelerin de buna göre revize edilmesi
gerekmektedir.
Grup
içi hizmetler pandemi sırasında devam edecek mi?
Bilindiği üzere bir
çok ÇUİ, yönetim hizmetlerini merkezi
hale getirmekte ve söz konusu hizmetleri tüm grup adına grup üyelerine
sunmaktadır. Söz konusu hizmetler karşılığında hizmetten faydalanan taraflara
hizmet bedeli yansıtması yapılmaktadır. Covid pandemisi sürerken tedarik
zinciri bozulmaları kapsamında verilecek hizmetlerin ortadan kalkması ya da
eskiye nazaran daha azalması gündeme gelebilir. Bunun yerine pek çok ÇUİ,
pandemi ile mücadelede bir kriz kurulu
kurmakta ve covid 19 yönetimini söz konusu kurulun kararları ile
gerçekleştirmektedir. Böyle bir kurul tüm ÇUİ grubu için kararlar
almaktadır. Diğer ifadeyle ana şirket ya
da hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan hizmetin tanımı yönetim hizmetlerinden
kriz yöntemi hizmetlerine dönebilecektir. Bu nedenle hizmetler ile ilgili rutin
faturaların iştiraklere yansıtılıp yansıtılmayacağı ya da bu hizmetler
yerine Covid-19 pandemi kriz
yönetimi hizmetinin mi fiyatlanması
gerektiği gündeme gelmektedir. Söz konusu kurul maliyetlerinin grubun üyesi olan iştiraklere dağıtımının
uygun olup olmayacağı söz konusu maliyetlerin ana merkez düzeyinde kalıp
kalmaması gerektiği de ayrıca tartışılacaktır.
Peşin
Fiyatlandırması Anlaşmaları (PFA) -En güvenli Liman
Özellikle şartların
olağandışı ve öngörülmez olduğu bu günlerde ; ÇUİ’lerin yürürlükte olan
PFA koşullarını gözden geçirmeleri ve
pandemi etkilerini de dikkat alacak şekilde revize etmeleri gerekmektedir.
Sonuç
olarak…
Pandemi bitip her şey yeni
normale döndüğünde, ÇUİ’lerin yeni değer zincirleri doğrultusunda transfer
fiyatlandırması politikalarını yeniden yazmaları ve uygulamaları gerekecektir.
Kısa dönemde ise Grupların
mevcut sözleşme ve transfer fiyatlandırması modellerini pandemi etkisini
kapsayacak şekilde gözden geçirmeleri önemlidir. Pandemi etkisini şirket
finansallarında göreceğimiz 2020 yılına ilişkin transfer fiyatlandırması raporlarını
hazırlarken; olası bir incelemede Şirket pozisyonunu korumak ve savunmak için; sektör
analizlerinin dikkatle yapılması, pandeminin;
hem solo Şirket karlılığı hem de konsolide grup sonuçlarına etkilerinin
gösteren ekonomik analizlerin yapılmasını ve dış emsal analizlerinin dikkatlice
açıklanmasını tavsiye ederiz.
Bununla birlikte PFA, gelecekte transfer fiyatlandırmasına ilişkin olarak olası bir vergi ihtilafı ile karşılaşmak istemeyen mükellefler için alternatif bir çözüm yoludur. Kriz dönemlerinde ÇUİ’ler transfer fiyatlandırması uygulamalarında olası riskleri en aza indirgemek için PFA’ları tercih etmektedir.
Yazarlar: Başak Diclehan (Global Vergi Danışmanlığı, Şirket Ortağı) & Gökçenur Yıldırım (Global Vergi Danışmanlığı, Asistan)