Türkiye, Şubat 2020 tarihinde
yürülüğe giren 2151 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile OECD’nin Vergi Matrahı
Aşındırması ve Kar Aktarımını önleyici eylem planları paketi olan OECD BEPS
insiyatifi ile tanıştı. Söz konusu karar ile BEPS 13. Eylem planı olan Ülke Bazlı Raporlama
ve Transfer Fiyatlandırması Dökümantasyonun Yeniden Gözden Geçirilmesi
kapsamında Şirketlere yeni dökümantasyon yükümlülükleri getirilmişti. Her ne
kadar BEPS projesi denilince akla Ülke Bazlı Raporlama geliyor olsa da
elbetteki OECD BEPS projesinin tek çıktısı 13. Eylem planı değil. 2013 yılında
başlayıp final raporları 2015 yılında yayımlanan ve 15 eylem planını içeren
OECD BEPS projesinin 1. Eylem planı ve aynı zamanda BEPS projesinin ana çıkış
noktası olan dijital ekonominin vergilendirilmesi son dönemde uluslararası
vergi dünyasında en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. BEPS 2.0
olarak da tanınan “Dijital ekonominin vergilendirilmesi” konusunda tüm katılımcı
ülkelerin ortak mutabakata varması için çalışmalar uzun sürmüş ve ülkeler buradan
çıkacak çözümü beklemeden djiital hizmetleri vergilendirmek için tek taraflı uygulamaları
hayata geçirmeye başlamış; Türkiye dahil bir çok Avrupa ülkesi kendi
kanunlarında dijital hizmet vergisini uygulamaya başlamıştır. G20 de OECD’yi
ortak çözüm bulma konusunda baskı altına almıştır. Bunun sonucunda OECD, Temmuz
2021 tarihinde Dijital ekonominin vergilendirilmesi ile ilgili iki yapıtaşlı
çözümü sunan nihai bildirisini yayımlamış ve bu bildirinin uygulanma detaylarının
Ekim 2021 tarihine kadar tamamlanacağını belirtmiştir.
OECD katılımcı üyelerinin iki
yapıtaşlı yaklaşım konusunda mutabakata varmaları oldukça heyecan verici. Bundan
sonra Türkiye dahil diğer katılımcı üyelerin bu yaklaşımları hayata nasıl geçireceklerini
beraber gözlemleyeceğiz. Aynı zamanda kapsama giren Çok Uluslu İşletmelerin (ÇUİ)
de BEPS 2.0 ile ilgili yükümlülüklerini belirlemelerini, olası ilave vergi
yükünü hesaplamalarını ve bu konuda farkındalıklarını arttırmalarını tavsiye etmekteyiz.
BEPS 2.0 kapsamında 1.Yapıtaşı
(Pillar 1) ve 2. Yapıtaşı ( Pillar 2 ) uygulaması ile temelde dijital ekonomi
olmak üzere tüketiciye dokunan belirli sektörler hem mevcudiyetleri bulunmayan
ülkelerde vergilenebilecekler hem de sektörden bağımsız Pillar 2 kapsamında
Grubun faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde
ödeyeceği verginin minimum bir oranda olmasını sağlayacak ilave vergiler
ödeyebilecekler.
Ülke vergi idareleri; Pillar 1
kapsamına giren ÇUİ’lerden “Tutar A” ve “Tutar
B” olarak sınıflanan iki gelir kaynağı üzerinden vergi almaya hak kazanacak.
Tutar A, uluslararası vergi uygulamalarında ilk defa yerini buluyor. Tutar A’yı
gelirin elde edildiği ülke (kaynak ülke) kullanıcılarının/tüketicilerinin bir
değeri olarak ifade etmek yanlış olmaz. Ülke İdareleri, kendi ülkelerinde herhangi
bir işyeri kurmadan ve mevcut vergi kanunlarına göre İş yeri ( Permanent Establishment-PE)
oluşturmadan faaliyet gösteren Şirketleri vergilendirme hakkına sahip değildi,
ancak “Tutar A” ile kapsama giren Grupları vergileme hakkına sahip olacaklar.
Tutar B ise ilgili ülkede faaliyet gösteren grup üyesi Şirketin temel
pazarlama/satış faaliyetleri için elde etmesi ve vergilenmesi gereken tutar. Bu
tutarın transfer fiyatlandırması kurallarına göre belirlenmesi gerekmekte olup
emsallere uygunluk ilkesinin daha basitleştirilmesi için çalışmaların devam
ettiği bildiride yer almakta.
Pillar 1 kapsamına giren ÇUİ’ler küresel geliri 20 milyar Euro
üzeri olan ve vergi öncesi karlılığı %10 ve üzeri olan Gruplar olacak. Maden
çıkaran Şirketler ve finansal Şirketler kapsam dışında olacak. Uygulamada
başarı sağlandıktan sonra daha fazla Şirketin kapsama girmesi için gelir sınırı 10 milyar Eur’ya düşecek. Bu
Şirketler herhangi bir ülkeden en az 1 milyon Euro ve üstü gelir elde ediyorsa,
bu kaynak ülkenin bu geliri vergileme hakkı olacak. GDP’si 40 milyar Euro altı
olan ülkelerin vergileme hakkının olması
için ilgili ülkede elde edilen gelirin 250 bin euro ve üstü olması
gerekecek. Kaynak ülke ürün ya da hizmetlerin kullandılığı/ tüketildiği
pazarlar. Bununla ilgili işlem bazında detaylı belirlemeler yapılacak.
Tutar A’nın hesaplanması için Grubun
toplam karı belirlenecek; bu kar içinden belirli hesaplamalar ile “artık kar” tespit edilecek
ve bu artık karın da bir kısmı Grubun faaliyet gösterdiği/gelir elde ettiği tüm
ülkelere “gelir” dağıtım anahtarına göre
dağıtılacak. Tahminen Grubun vergi
öncesi karının yüzde 10’unu aşan kar “artık kar” olarak tanımlanıp bu tutarın %20-
%30 oranı ülkelere gelir dağıtım anahtarına göre dağılacak. Uygulamayı
kolaylaştırmak için Tutar A, transfer fiyatlandırması ilkelerine göre
belirlenmeyecek. Tutar B ise emsallere uygun olarak belirlenecek. Tutar A
içinde temel pazarlama faaliyetlerine ilişkin bir bedel bulunması ihtimaline karşın Tutar B için
birtakım güvenli liman “safe harbour” kuralları getirilecek. Tutar A’nın
uygulanması için Çok taraflı Anlaşma oluşturulacak, 2022’de imzaya açılacak ve
bunun sonucunda Tutar A uygulamasının 2023 yılında yürülüğe girmesi
beklenmekte.
Yukarıda açıklanan yaklaşımların yürürlüğe
girmesiyle, ülkelerin şimdiye kadar tek taraflı olarak yürürlüğe soktuğu
dijital hizmet vergisi uygulamalarının yürürlükten kalkması beklenmektedir.
Pillar 2 ise Pillar 1’e rağmen vergilendirilmeyen
bir kazanç olması durumunda vergilendirmeyi sağlamak için geliştirilen bir yaklaşımdır.
Küresel anti BEPS ( Global anti-base Erosion Rules ) GloBE kuralları olarak da
tanımlanan Pillar 2 kapsamında, Gelire Dahil
Etme Kuralı (GİK);Vergilendirilmemiş Ödeme Kuralı ve Anlaşma Esaslı Kural ( Vergi Hükmüne Tabi
Kural) ile kapsama giren ÇUİ’lerin efektif vergi oranının minimum bir orana
getirilmesi ( tahminen yüzde 15 ) ve düşük vergili yerlede eksik ödenen verginin
tamamlanması hedeflenmekte. Tüm üye ülkeler GloBE’nu ekonomik gerçekliği olan
Gruplara etkisinin az olacağı konusunda mutabık. Pillar 2’nin de 2022 de taslak
olarak kanunda yer alması ve 2023 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenmekte.
Üye ülkelerin GloBE kurallarını
uygulamayı seçme hakkı bulunmakta. Ancak eğer uygulamayı seçerlerse OECD
yaklaşımı ile uyumlu kurallar getirmeleri beklenmekte.
Sonuç olarak hem Pillar 1 hem de
Pillar 2 ile uluslararası vergilemendirmede önemli değişiklikler söz konusu. Türkiye’nin
üye ülke olarak OECD bildirimininde yer alması nedeniyle 2 yapıtaşlı yaklaşımı hayata geçirmesi
beklenmekte.Bu yeni vergileme hakkı ile orta ve düşük gelirli ülkelerin yüksek
gelirli ülkelere nazaran daha fayda sağlaması bekleniyor. Yeni vergilendirme
kuralları beraberinde ihtilafları da getirecek, mevcut Çifte Vergilendirme
Anlaşmaları Çok Taraflı Anlaşmalar ile değişecek ve belki de bazı ülkelerde
olan ancak Türkiye’de olmayan zorunlu tahkim(arbitraj) Türkiye’de de uygulanmaya
başlanacak.
Bu bilgiler ışığında; kapsama giren tüm
ÇUİ’lerin gerekli analizleri yapması ve nasıl etkileceklerini ortaya koyması
oldukça önemli. Sanılanın aksine yeni vergilendirme sadece dijital ekonomi ile
sınırlı değil. Özellikle GloBE kapsamında ÇUİ’ler için çember daralıyor.
Grupların mevcut efektif vergi oranlarını gözden geçirmeleri, hali hazırda beyan
ettikleri Ülke Bazlı raporlarda yer alan verileri yorumlayarak ilave vergi yüklerinin
neler olabileceğini şimdiden masaya yatırmaları faydalı olacağını düşünüyoruz.