7524 Sayılı Kanun
Düzenlemesi Sonrası Bayilik Sisteminde Ana Şirkete Ait POS Kullanımı Tamam mı?
Devam mı?
Malum son günlerde yoğunlukla
tartışılan 7524 sayılı kanun 2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girdi. Özellikle bütçe gelirlerini artırıcı ve
kayıtdışılığı caydırıcı düzenlemeler içeren Kanun, başta bayilik sistemleri ile çalışan perakende
ve hizmet sektörlerindeki tahsilat sistemleri konusundaki cezai düzenlemeler
içermesi nedeniyle bir kaos yarattı ve sonrasında İdarenin 6 Ağustos Salı Günü yaptığı duyuru
ile durum bir nebze yatıştı diyebiliriz.
Getirilen düzenleme neydi? Vergi Usul Kanununun Özel Usulsüzlük
Cezalarını düzenleyen mükerrer 355 inci maddesine 02/08/2024 tarihinden
itibaren yürürlüğe giren 7524 sayılı Kanunun 13 üncü maddesiyle eklenen
fıkra ile;
23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi
Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı,
banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve
benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi
mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları
aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi
adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her
bir işlem için bu maddeye göre tatbik olunan özel usulsüzlük cezasının üç katı uygulanır. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca
bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon
Türk lirasını geçemez”. hükmü getirildi.
Maddenin gerekçesine
baktığımızda, “ mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi
kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri
ödeme araçları kullanılarak yapılan tahsilatları, başka mükelleflerin veya
mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri (POS ve benzeri cihazlar)
aracılığıyla yapanlara ve bu elektronik cihazları/sistemleri kullandıranlara
özel usulsüzlük cezası kesmek suretiyle bu husustaki kayıt dışı işlemlerin
önlenmesi amaçlanmaktadır.” denilmektedir.
Tabii madde lafzında; kredi
kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, e-cüsdan vb ödeme araçları ile
gerçekleşecek tahsilatların ancak kendi mükellefiyeti adına kayıtlı ödeme
sistemleri veya cihazları ile yapılmasının amaçlandığı, söz konusu
tahsilatların kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya
cihazları aracılığıyla yapılması durumunda tahsilatı yapan ve kendi
sistemlerini başka mükelleflere
kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için Mük 355 de belirtilen cezanın ( ki
bu 1 sınıf tüccarlar için 20.000 TL), üç katı ceza kesileceği hüküm altına
alınmış ve bu cezanın yıllık 20 milyon TL’yi geçemeyeceği belirtilmiştir.
Gerekçede de başka mükellefin adına kayıtlı cihaz veya ödeme sistemleri ile
yapılan tahsilatların önlenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
POS v/s Sanal POS !!!
Kanun maddesi kart veya benzeri ödeme araçları kullanılmak
üzere kendi mükellefiyetleri adına kayıtlı ödeme sistemi veya cihaz deyince
haliyle fiiliyatta POS ve Sanal POS cihazları gündeme geldi hatta bazı
şirketler Sanal POS ların kapsam dışında olduğunu ancak ana şirketlere ait
fiziki posların bayilerde kullanılamayacağı gibi yorumlanarak GİB açıklaması
öncesi cezai işleme muhatap olmamak üzere uygulamaya yön verdikleri görüldü.
Şunu belirtmek gerekir ki fiziki POS ile Sanal POS arasında herhangi bir fark
yoktur. Bunu zaten GİB de duyurusunda belirtti.
POS (Fiziki) : Banka Kartları ve Kredi
Kartları Hakkında Yönetmeliğe göre Banka kartı veya kredi kartı
üzerindeki bilgileri esas alarak her türlü mal ve hizmet alımı veya nakit
ödeme belgesi düzenlenmesi işlemleri ile bu Yönetmelik hükümleri uyarınca nakit
kullanımı kapsamında değerlendirilebileceği belirtilen işlemlerin
gerçekleştirilmesinde kullanılan elektronik cihazı,
SANAL POS: Virtual POS (VPOS) olarak da bilinen bu
sistem, internet üzerinden online ödeme yapmayı sağlayan ve fiziki POS ile
benzer şekilde çalışan sistemdir. 3D Secure adı verilen güvenlik protokolü ile
çalışır.
Bayilik ağı ile çalışan firmaların bir çoğu sanal pos
sistemini ve bu hizmeti sağlayan şirketler/bankalar aracılığı ile önce
müşteriden bu tahsilatı yapar ve akabinde ana şirket, distribütör ve bayi payı
bu sistem de otomatik olarak paylaştırılarak tahsilat riskleri en aza
indirilecek şekilde işletilir. Bu nedenle sanal pos kullanımına dayalı
tahsilat/ödeme sistemleri bayilik sistemiyle çalışan firmaların tahsilat
süreçlerini dijitalleştirerek hızlandıran bir yöntemdir. Bu sistemler, ana
firmanın bayiler, alt bayiler, toptancılar ve distribütörler gibi satış
kanallarından online ödeme almasını sağlayarak şirketlere paranın zaman
değerini korumalarını ve maliyet avantajları sağlamakta ve diğer taraftan da şirketlerin güvenli ve faturaya dayanan bir
sistemle tüm satışlarını kayıtlı halde yürütmelerini mümkün kılabilmektedir. Birebir
olmasa da fiziki POS kullanımında da sanal pos benzer bir süreç işlediği
söylenebilir.
Haliyle yukarıdaki 7524 Sayılı
Kanun ile getirilen ceza maddesini ve gerekçesinin başkalarına ait pos
kullanımını ağır cezalandırılacağına yönelik bir sonuç üretmesi üzerine Gelir
İdaresi Başkanlığı aşağıdaki linkte yer alan duyuru ile mükelleflerin
bankacılık mevzuatı gereğince, bankalar tarafından kendilerine tahsis edilen
fiziki POS cihazını ve/veya sanal POS’u bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri
ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden alt işyerlerine söz konusu
mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olarak kullandırmaları söz konusu
olabildiğini, buna göre, bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında
gerek kendisine tahsis edilen POS cihazını kullandıran gerekse bu cihazlar
vasıtasıyla teslim ettikleri mal ve hizmetlere ilişkin tahsilatlarını yapan
mükelleflerin, 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme,
hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine
getirmeleri şartıyla bahse konu mevzuatta öngörüldüğü şekilde hareket
edebilmeleri mümkün bulunduğunu yine diğer taraftan, 213 sayılı Kanunda yapılan
bahse konu düzenlemeye ilişkin olarak Bakanlık
tarafından ticari hayattaki süreçlerin aksamadan devam edebilmesi ve
madde ile sağlanmak istenilen kayıt dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi amacına
yönelik gerekli görülen idari düzenlemelerin yapılabileceğinin tabii olduğu
belirtilmiş. https://www.gib.gov.tr/kredi-karti-ve-banka-karti-ile-yapilan-odemelere-iliskin-aciklama
Sonuç olarak GİB Duyurusundan kanun maddesinin ana amacının bayilik ilişkisi bulunmayan mükelleflerin, başka mükelleflerin adına kayıtlı (örneğin yan dükkandaki POS) olan POS vb ödeme sistemlerini kullanarak kayıt dışı işlem yapmalarını önlemek olduğunu anlıyoruz ki son derece haklı bir durum. Ancak madde metni ve gerekçesinden bayilik – alt bayilik ağı ile çalışan mükelleflerin ana şirket adına kayıtlı fiziki veya sanal POS sistemini kullanabileceği sonucu çıkmıyor. Ayrıca GİB duyurusundaki açıklamanın yasal bir koruyuculuğu da bulunmuyor. Dolayısıyla bu konuda VUK yetki maddeleri yeterli olursa Bakanlığın hızlıca çıkaracağı tebliğ ile söz konusu cezai uygulamanın kapsamının daha net çizileceğini beklemekle birlikte, ayrıca sözleşmeyle ispatlanan bayi-alt bayi ağı ile iş yapan şirketlerde fiziki veya sanal POS uygulamalarına nasıl ve hangi şartlarda izin verileceğinin, daha önce verilen idari görüşlere paralel olan mevcut sistemleri çok değiştirmeden ve ilave maliyet yaratmadan belirlenmesi önem arz etmektedir.
Saygılarımızla,
Timur Çakmak
KPMG Vergi Bölüm Başkanı