KDV İade Taleplerinde Asgari
Tutar Uygulaması Getirildi ve Dolmuş İşletmelerinin Hasılat Esaslı
Vergilendirme Kapsamına Alınmasına İmkân Sağlandı
Resmi Gazete’nin 28
Ocak 2023 tarihli nüshasında; Katma Değer Vergisinin İade Talebinde
Bulunulabilecek Asgari Tutarının Belirlenmesi ile Hasılat Esaslı
Vergilendirmeyi düzenleyen 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Eki Kararda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin 6775 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı.
Mezkûr Karar çerçevesinde
yapılan 2 ayrı düzenlemeye ilişkin açıklama ve değerlendirmelerimiz özet olarak
aşağıya alınmıştır.
1)
KDV
İade Taleplerinde Asgari Tutar Uygulaması Getirildi:
Katma Değer Vergisi
Kanunu’nun “Yetki” kenar başlığını taşıya 36 ncı maddesinde; Cumhurbaşkanının
indirim hakkını kısmen veya tamamen kaldırmaya veya yeniden koymaya ve bu
şekilde indirim hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirlemeye, süresi içinde
iadesi talep edilmeyen ve indirim yoluyla giderilmek üzere sonraki dönemlere
devreden KDV’nin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak
yazılmasına imkân vermeye ve iade talebinde bulunulabilecek asgari tutarı
belirlemeye yetkili olduğu hükmü amirdir.
Mezkûr Kanun hükmüne
istinaden, mükelleflerin iade hakkı doğuran işlemlerine ilişkin olarak KDV
iadesi talebinde bulunabilecekleri asgari tutar Cumhurbaşkanı Kararı
uyarınca 2.000.-TL olarak belirlenmiş bulunuyor.
Yapılan yeni düzenleme, 1
Şubat 2023 tarihinden itibaren yapılan işlemlere uygulanmak üzere 28 Ocak 2023
tarihinde yürürlüğe girmiş olacak.
Buna göre; örneğin ihracat
istisnası kapsamında KDV iade talebinde bulunan mükellef adına, Ocak 2022
döneminde 1.500.-TL, Şubat 2022 döneminde ise 5.000.-TL tutarında KDV iade
alacağının hesaplandığını varsaydığımızda, sadece Şubat dönemine ilişkin
5.000.-TL’nin iadesi talep edilebilecek, Ocak 2022 dönemi için ise KDV iade
talebinde bulunamayacaktır.
Örnekleri, aynı şekilde Kısmi
Tevkifat Uygulanan İşlemler, İndirimli Oran Kapsamındaki İade Talepleri ve
Uluslararası Anlaşmalardan kaynaklanan KDV iade talepleri için de çoğaltmak
mümkündür.
Mükellef aleyhine KDV iade
tutarlarının azalması yönünde sonuç yaratan bu düzenleme ile birlikte, vergi
dairesi personelin daha etkin kullanılması ve dolayısıyla KDV iade süreçlerinin
daha hızlı sonuçlandırılması beklenmektedir.
Eğer,
iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin olarak geçmiş dönemler için belirlenen asgari
tutarlar doğrudan cari yıla ilişkin iade hesabına dâhil edilemeyecekse, iade alınamayan KDV Beyanname üzerinde sonraki döneme devreden KDV
içinde yer alacaktır.
Bu durumda;
mükellefin faaliyeti sadece iade hakkı doğuran işlemlerden ibaret ise iade
alamadığı KDV’yi sonraki dönemlerde indirim yoluyla gidermesi teknik olarak
mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla asgari tutarlar, işletmenin sonsuz olduğu
varsayılan ömrü süresince iade alınamayacak ve devreden KDV içinde sürekli
gelecek dönemlere taşınacaktır.
Bu
yönüyle değerlendirildiğinde, yeni düzenleme bu haliyle; KDV’nin mükellefin
üzerinde kalmaması gerektiğine dair temel teorisi, Kanun’un amacı, lafzı ve
ruhi ile bağdaşmayacaktır.
2)
Dolmuş
İşletmelerinin Hasılat Esaslı Vergilendirme Kapsamına Alınmasına İmkân Sağlandı
Yine Katma Değer Vergisi
Kanunu’nun; “Hasılat Esaslı Vergilendirme” başlıklı 38 inci maddesinde;
Cumhurbaşkanının Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre
defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini, sektörler ve meslek
grupları itibarıyla belirleyeceği yıllık iş hacimlerine göre hasılat esaslı
vergilendirme usulü kapsamına almaya yetkili olduğu hükmüne yer
verilmiştir.
Mezkûr Kanun hükmüne
istinaden yayımlanan 6775 sayılı Cumhurbaşkanı uyarınca, şehir içi yolcu
taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan
hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde
eden Dolmuş İşletmelerinin de talep etmeleri durumunda Özel
Halk Otobüslerinde olduğu gibi hasılat esaslı vergilendirme usulüne
göre vergilerini beyan edip ödemeleri mümkün hale getirildi.
Sadece il sınırları içinde
yapılan toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin bu hasılatlara uygulanacak vergi
oranı % 1,5 olarak belirlendi.
Mükelleflerin hasılat esaslı
vergilendirme usulü kapsamında vergilendirilebilmeleri için sadece Özel
Halk Otobüsü veya Dolmuş İşletme faaliyetlerini ayrı ayrı
veya birlikte yapmaları gerekiyor. Bu faaliyetlerin birlikte yapılması hasılat
esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirmeye engel olmayacak ancak bu faaliyetlerin
yanında, hasılat esaslı vergileme kapsamına girmeyen başka faaliyetleri de
bulunan işletmeler bu uygulamadan yararlanamayacaklardır.
Bununla birlikte, Belediyeler
ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin % 51 veya daha fazlası
belediyelere ait şirketler bu uygulamadan yararlanamayacaklar.
Hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre vergilendirilen mükellefler, kazançlarının tespitinde kendilerine
yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış belgelerinde gösterilen KDV ile
hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri KDV’yi
işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesapladıkları KDV’yi ise gelir olarak dikkate almak
durumundadırlar.
Ayrıca, Hasılat Esaslı
Vergilendirme usulüne geçenler iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamayacaklardır.
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükelleflerin, bu usule göre
hesapladıkları vergiyi 4 No.lu KDV Beyannamesi ile vergilendirme dönemini takip
eden ayın 24 üncü günü akşamına kadar beyan etmek suretiyle ve aynı ayın 26 ncı
günü akşamına kadar ödemeleri gerekiyor.
Hasılat esaslı vergilendirme
usulüne tabi mükellefler, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla
hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV ile 2 No.lu
KDV beyannamesiyle tevkif suretiyle ödedikleri KDV ve ithal ettikleri mal ve
hizmetler dolayısıyla ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapamıyorlar.
Bu düzenleme 1 Şubat 2023
tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.