Özet: 20 Ağustos
2021 tarih ve 31574 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 37 seri Numaralı KDV
Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği ile Türkiye'de
İkamet Etmeyen Yolculara KDV iadesi yapmak üzere "Yetki Belgesi" verilecek
aracı firmaların başvuruları ve KDV Artırımında Bulunanların "Özel
Esaslar" uygulaması karşısındaki
durumuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Açıklamalar
Yapılan
düzenlemeler özet olarak aşağıdaki gibidir.
v Türkiye'de
İkamet Etmeyen Yolculara KDV İadesi Yapmak Üzere "Yetki Belgesi"
Verilecek Aracı Firmaların Başvuruları: Türkiye'de ikamet etmeyen
yolculara KDV iadesi yapmak isteyen aracı firmalar tarafından, Gelir İdaresi
Başkanlığına yapılacak "Yetki Belgesi”
başvurularında dilekçe ekine "İmza Sirkülerinin Onaylı Bir
Örneğinin" eklenmesi gerektiği yönündeki düzenleme 20 Ağustos
2021 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
v KDV
Artırımında Bulunanların "Özel Esaslar" Uygulaması Karşısındaki
Durumu: Aralık 2020 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında
Mezkûr Tebliğ kapsamında;
ü Sahte belge
veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile
ü Sahte belge
veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,
ü Beyanname
vermeme,
ü Adresinde
bulunamama,
ü Defter ve
belge ibraz etmeme,
olumsuz
tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2016,
2017, 2018, 2019 ve 2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin
tamamına ilişkin olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında KDV
artırımında bulunanlar artırım tutarlarının tamamını
ödedikleri tarihten itibaren özel esaslar kapsamından çıkarılacaktır.
Taksit
uygulamasından faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların
tamamı ile bir taksite ait tutarın % 10’u kadar banka teminat mektubu, devlet
tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat göstermeleri halinde
taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel esaslara dönüşleri
sağlanacaktır.
Özel esaslar kapsamında olmadığı halde KDV
artırımında bulunmuş olan mükellefler, artırımda bulundukları yıllarda alım
yaptıkları mükelleflerle ilgili olumsuzluklar için yapılacak
tespitler dolayısıyla özel esaslar kapsamına alınmayacaklardır.
Açıklamalar: Yapılan düzenlemelere ilişkin detaylı
açıklamalar aşağıya alınmıştır.
1) Türkiye'de
İkamet Etmeyen Yolculara KDV İadesi Yapmak Üzere "Yetki Belgesi"
Verilecek Aracı Firmaların Başvuruları:
20 Ağustos 2021 tarih ve 31574 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan 37 seri Numaralı KDV Genel Uygulama Tebliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği ile Katma Değer Vergisi Genel
Uygulama Tebliğinin (II/A-5.7.2.) bölümünün birinci paragrafının (b) bendi yürürlükten
kaldırılmıştır.
Buna göre; Türkiye'de ikamet etmeyen
yolculara KDV iadesi yapmak isteyen aracı firmalar tarafından, Gelir İdaresi
Başkanlığına yapılacak "Yetki Belgesi” başvurularında dilekçe ekine
"İmza Sirkülerinin Onaylı Bir Örneğinin" eklenmesi gerektiği
yönündeki düzenleme 20 Ağustos 2021 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten
kaldırılmış olduğundan bu tarih itibariyle yapılacak başvurularda İmza
Sirkülerinin onaylı örneği aranmayacaktır.
2) 7326
Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Kapsamında KDV Artırımında Bulunanların Özel Esaslar
Karşısındaki Durumu:
Mezkûr Tebliğin (IV/E-14.) bölümünden
sonra gelmek üzere aşağıdaki 15. bölüm eklenmiştir.
Buna göre; 20 Ağustos 2021 tarihinden
geçerli olmak üzere Aralık 2020 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak haklarında Mezkûr Tebliğ kapsamında;
ü Sahte
belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile
ü Sahte
belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,
ü Beyanname
vermeme,
ü Adresinde
bulunamama,
ü Defter
ve belge ibraz etmeme,
olumsuz tespitleri bulunan ve bu
nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2016, 2017, 2018, 2019 ve
2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin
olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında KDV artırımında bulunanlar
artırım tutarlarının tamamını ödedikleri tarihten itibaren özel esaslar
kapsamından çıkartılacaktır.
Belirtilen yıllardan herhangi birinde
faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıllar için;
faaliyetin terk edilmesi halinde ise faaliyetin terk edildiği yıl ve önceki yıllar
için artırımda bulunulması gerekir.
Ayrıca, taksit uygulamasından
faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların tamamı ile bir taksite ait
tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir kısıtlayıcı şart
taşımaması gerekmektedir), devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat
göstermeleri halinde taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel
esaslara dönüşleri sağlanacaktır.
Bu şekilde teminat gösteren mükelleflerin
mezkûr Kanunun verdiği haktan daha fazla taksiti aksatmaları halinde, ödenmemiş
taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun tamamı teminatın paraya
dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilecektir.
Bununla birlikte, 7143 sayılı Kanun
kapsamında 2016 ve 2017 yılları için (Bu yıllardan herhangi birinde
faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıl için)
artırımdan yararlanmış olanların genel esaslara dönüşünde, yararlanma
koşullarının ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu yıllar için yeniden artırımda
bulunulması şartı aranmayacaktır.
Diğer taraftan; 2016, 2017, 2018, 2019 ve
2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin
olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi doğrultusunda KDV artırımında
bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılan mükellefler, artırımda bulunulan
yıllar için yukarıda belirtilen olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara
alınmayacaklardır.
Özel esaslar kapsamında olmadığı halde KDV
artırımında bulunmuş olan mükellefler, artırımda bulundukları yıllarda alım
yaptıkları mükelleflerle ilgili olumsuzluklar için yapılacak tespitler
dolayısıyla özel esaslar kapsamına alınmayacaklardır.
Ancak, bu mükellefler hakkında, artırımda
bulunulan yıllar için sahte belge kullanma olumsuz tespiti yapılması halinde,
Tebliğin (IV/E-5) bölümünde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki
döneme devreden KDV’ye ilişkin düzeltme işlemi neticesinde artırımda
bulunulmayan bir yılda tarhiyat yapılması gerekiyorsa, mükellef özel esaslara
alınmasa dahi düzeltme işlemi yapılacaktır.
Yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler
dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulananların KDV artırımında bulunmaları
ise bunların genel esaslara dönüşlerini sağlamayacaktır.
Aynı şekilde yukarıda belirtilenler
dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulanması gerekenlerin
KDV artırımında bulunmaları bunların özel esaslara tabi tutulmasını engellemeyecektir.
Mezkûr Tebliğ'de; 7326 sayılı Kanunun 5
inci maddesi kapsamında KDV artırımında bulunmasına bağlı olarak özel
esaslar kapsamından çıkarılan veya özel esaslar kapsamına alınmayan
mükelleflerin iade taleplerinde, haklarında olumsuzluk bulunan mükelleflerden
alımlarının bulunduğunun tespiti halinde, Tebliğin (IV/E-11) bölümünde
belirtilen hükümlerin uygulanacağı yönünde açıklamalara yer verilmiştir.
Ayrıca, 7326 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi uyarınca, mezkûr maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b)
fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter
sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama
veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak
düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin bu
maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde KDV artırımında bulunmaları
durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara
ilişkin olarak tahakkuk işlemlerinin bekletilmesi gerekmektedir.
Bu durumda olan ve 2016, 2017, 2018, 2019
ve 2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin
KDV artırımında bulunmuş olan mükelleflerin genel esaslara dönüşleri, vergi
incelemesinin ilgili maddede belirtilen sürede sonuçlandırılamaması veya
yapılan vergi incelemesinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi ve
maddede öngörülen diğer şartların sağlanması durumunda, vergi artırımı
sonucunda hesaplanan vergilerin ödenmesi veya taksit imkanından faydalanılacaksa
yukarıda belirtildiği şekilde teminat gösterilmesi halinde yerine getirilecektir.