05.07.2022
tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun” ile vergisel konularda yapılan değişiklikler ve
düzenlemeler bültenimizde özetlenmiştir.
-Tüzel kişilerin ve tüzel kişi olmayan teşekküllerin gerçek
faydalanıcısının bilinmesine ilişkin düzenleme yapma konusunda Bakanlığa özel
yetki verilmiştir.
Kanunun 26 ncı
maddesi ile Vergi Usul Kanununda yer alan mevcut genel yetkilere ilave olarak,
gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik Hazine ve Maliye
Bakanlığına özel bir yetki verilerek getirilen yükümlülüklere uymayanlara
mevcut cezalardan farklı ceza uygulanabilmesine imkân sağlanmıştır.
Buna göre
Bakanlık; gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin
bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart,
verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim
verme yükümlülüğünü sektör, mükellef gruplan ve mükellefiyet durumları
itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik
ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin
diğer usul ve esaslarını belirlemeye yetkilidir.
-213 Sayılı Vergi Usul Kanununda bazı özel usulsüzlük cezalarının hadleri
yeniden belirlenmiştir.
Kanunun 27 nci maddesi ile Vergi Usul
Kanununun özel usulsüzlük cezalarının düzenlendiği 353 üncü maddede yer alan
fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmamasına ilişkin cezaların
caydırıcılığını artırmak amacıyla yeniden belirlenerek;
“Elektronik belge olarak düzenlenmesi
gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider
pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi,
alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer
verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye
Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak
düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227, 231 ve 234 üncü maddelerine göre hiç
düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda
olanların her birine, her bir belge için 1.000 Türk lirasından aşağı olmamak
üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u
nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.
Bir takvim yılı içinde her bir belge
nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için
kesilecek cezanın toplamı 500.000 Türk lirasını geçemez.
2. Elektronik belge olarak düzenlenmesi
gerekenler de dâhil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla
verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi,
yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme
zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının,
bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara
yer verildiğinin, gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin veya elektronik belge
olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller
hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti ya da bu belgelerin bu
Kanunun 227 nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde, her bir
belge için 1.000 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.
Ancak, her bir belge nevine ilişkin
olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 50.000 Türk lirasını, bir takvim yılı
içinde ise 500.000 Türk lirasını geçemez.”
şeklinde düzenlenmiştir.
-Elektronik ticarette bilgi ve
bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğünü
yerine getirmeyen mükelleflere ve gerçek faydalanıcı bildirimine ilişkin
yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükelleflere uygulanacak usulsüzlük cezaları
artırılmıştır.
Kanunda yer alan 28 incı madde ile Vergi
Usul Kanunun 355 inci maddesine eklenen;
"Mükerrer 257 nci maddenin
birinci fıkrasının (7) numaralı bendi ile getirilen zorunluluklara uymayanlara,
(1) ve (2) numaralı bentlerde yer alan özel usulsüzlük cezasının 5 katı,
(3) numaralı bentte yer alan özel usulsüzlük cezasının 2 katı uygulanır."
ve
"Mükerrer 257 nci maddenin
birinci fıkrasının (9) numaralı bendi ile getirilen zorunluluklara uymayanlara
(1) numaralı bentte yer alan özel usulsüzlük cezasının 3 katı uygulanır."
ibareleri ile Elektronik ticarette bilgi
ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğünü
yerine getirmeyen mükelleflere ve gerçek faydalanıcı bildirimine ilişkin
yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükelleflere uygulanacak usulsüzlük cezaları
artırılmıştır.
-Özel Tüketim Vergisi Kanununda düzenleme ile bazı mallara
ilişkin vergi oranı değiştirilmiştir.
Kanunun 44 üncü maddesi ile 4760
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda değişiklik yapılarak ilgili Kanuna ekli
(II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P. numarasında yer alan “- Diğerleri; --
Sadece elektrik motorlu olanlar”
satırı altındaki mallar ve özel tüketim vergisi oranları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
G.T.İ.P. NO |
Mal İsmi |
Vergi Oranı (%) |
87.03 |
-- Sadece elektrik motorlu
olanlar --- Motor gücü 160
kW’ı geçmeyenler ---- Özel tüketim
vergisi matrahı 700.000 TL’yi aşmayanlar ---- Diğerleri --- Motor gücü 160
kW’ı geçenler ---- Özel tüketim
vergisi matrahı 750.000 TL’yi aşmayanlar ---- Diğerleri |
10 40
50 60 |
-Nakdi Sermaye Artırımı uygulamasından
doğan indirim hakkının beş hesap dönemi boyunca kullanılabilmesine yönelik
düzenleme yapılmıştır.
Kanunun 49 uncu maddelerinde yapılan
düzenlemeler ile indirim düzenlemesindeki süresiz yararlanma hakkı,
sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin
tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi dikkate
alınarak sınırlandırılmaktadır. Bu süre zarfında, kazanılan indirim
tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu
yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu
edilebilecek olup bu kapsamda bir sınırlamaya gidilmemektedir.
-Güncel Kanun teklifinin 50 nci maddesinde yapılan
değişiklikler ile 5520 Sayılı Kanuna geçici madde eklenmiştir. Geçici Madde 15
ile yapılan düzenlemeler;
“(1)Gerçek veya tüzel kişilerce, yurt
dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçları 31/3/2023 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren
varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve
bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan
kredilerin en geç 31/3/2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu
takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde
kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde
hükümlerinden yararlanılır.
(3) Bu maddenin yürürlük
tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt
dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek
suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların en geç 31/3/2023
tarihine kadar defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden
yararlanılır.
(4) Gelir veya kurumlar
vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak
kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve
diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31/3/2023 tarihine kadar vergi
dairelerine beyan edilir.
(5) Birinci ve dördüncü
fıkra kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar 213 sayılı Kanun
uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan tarihi
itibarıyla kanuni defterlere kaydedilir. Bilanço esasına göre defter tutan
mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri
kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı bildirim
veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemez,
sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye
edilmesi halinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile
işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri
defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde
dikkate alınmaz ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi
koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın
tespitinde dikkate alınmaksızın
işletmeden çekilebilir. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti
bulunmayanlar, bu fıkrada yer alan beyan dışındaki diğer şartlar aranmaksızın
madde hükümlerinden yararlanabilirler, bunlar tarafından taşınmaz dışındaki
varlıkların en geç beyan tarihi itibarıyla banka veya aracı kurumlara
yatırılmak suretiyle tevsik edilmesi zorunludur. Dördüncü fıkra kapsamında
beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine
ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden, 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar
Kanunu uyarınca harç alınmaz, bu taşınmazların işletmeye devri 193 sayılı
Kanunun mükerrer 80 inci maddesi uygulamasında elden çıkarma sayılmaz.
(6) Banka ve
aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak bildirim
sahibinden bildirilen varlıkların değeri üzerinden 30/9/2022 tarihine kadar
yapılan bildirimler için %1, 1/10/2022 tarihi ila 31/12/2022 tarihi (bu tarih
dahil) arasında yapılan bildirimler için %2, 31/3/2023 tarihine kadar yapılan
bildirimler için %3 oranında peşin olarak tahsil ettikleri vergiyi, bildirimi
izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir
beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede
öderler.
Şu kadar ki vergi oranı; bildirilen
varlıkların, Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılan hesaplara
transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı
tarihten itibaren en az bir yıl süreyle tutulması halinde %0 olarak uygulanır. Bu takdirde, banka ve aracı kurumlar tarafından bildirim
esnasında tahsil edilerek vergi dairesine ödenen vergi, bildirim sahibinin
ilgili vergi dairesine başvurusu üzerine iade edilir.
(7) Vergi dairelerine
beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 oranında vergi tarh edilir ve bu
vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir. Bu
fıkraya ve altıncı fıkraya göre ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamaz ve
başka bir vergiden mahsup edilemez.
(8) Bildirim ve beyana
konu edilen varlıklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunun amortismanlara ilişkin
hükümleri uygulanmaz. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar,
gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak
kabul edilmez.
(9) Bildirilen veya
beyan edilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir
suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Diğer nedenlerle başlayan vergi incelemeleri ile takdir
komisyonu kararları sonucu bulunan matrah farkının madde kapsamında bildirilen
veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti ve bildirilen
veya beyan edilen varlık tutarının, bulunan matrah farkına eşit ya da fazla
olması durumunda matrah farkına ilişkin tarhiyat yapılmaz. Bulunan matrah
farkının, bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının
tespitine rağmen söz konusu varlık tutarlarından büyük olması durumunda sadece
aradaki fark tutar üzerinden vergi tarhiyatı yapılır. Vergi incelemesi veya
takdir komisyonu kararları sonucunda bildirim veya beyana konu edilen varlıklar
dışındaki nedenlerle matrah farkı tespit edilmesi durumunda, bu madde
kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar, bulunan matrah farkından
mahsup edilmeksizin tarhiyat yapılır.
(10) Birinci fıkra
uyarınca bildirildiği halde, bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı
tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmemesi veya Türkiye’deki banka
ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmemesi ile bildirilen
veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergilerin süresinde ödenmemesi
ve bu maddede yer alan diğer şartların yerine getirilmemesi hallerinde
dokuzuncu fıkra hükmünden yararlanılamaz. Vergi incelemesine başlanılan veya
takdir komisyonuna sevk edilen tarihten sonra bu madde kapsamında yapılan
bildirim ve beyanlar dolayısıyla söz konusu inceleme veya takdir komisyonu
kararları sonucunda yapılacak tarhiyatlar için de dokuzuncu fıkra hükmü
uygulanmaz. Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi vergi aslının gecikme
zammı ile birlikte6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil
etmez. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmez.
(11) Bildirim ve beyan
süresi sona erdikten sonra bildirim veya beyanlara ilişkin düzeltme yapılamaz.
(12) Hazine ve Maliye
Bakanlığı, madde kapsamına giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi ve
bildirimi ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları, bildirim ve
beyana esas şekli ile maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler
ile iade işlemlerine ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.
(13) Bu
maddeyi ihdas eden Kanunla, Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı)
bendinde yapılan değişiklik hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
sermaye artırımı yapan veya ilk defa kurulan şirketler için 2022 yılı hesap
dönemi dahil olmak üzere 5 hesap dönemi için uygulanır.”
şeklindedir.
-Tacirlerin saklamakla yükümlü olduğu
defter ve belgelerin zayi olması durumunda dava açabilme süresine ilave yapılmıştır.
Kanunun 55 inci maddesi ile tacirler
saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer
sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda zıyaı
öğrenme anından itibaren on beş gün içinde dava açabilmektedirler.
Madde ile, tacirlere söz konusu sürenin
kısalığı göz önünde bulundurularak ilave bir on beş gün daha verilerek, 6102
sayılı Türk Ticaret Kanununun 82 nci maddesinin yedinci fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan "on beş" ibaresi "otuz" şeklinde
değiştirilmiştir.
-7394 Sayılı Kanunla 5520 Sayılı Kanunda
yapılan bazı düzenlemeler, 2023 yılından başlamak üzere izleyen yıllarda da
geçerli olacaktır.
Kanundaki 57 nci madde ile, 7394 sayılı
Kanunla 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin
(4) numaralı alt bendi ve 32 nci maddesinde yapılan düzenlemelerin, 2023
yılından başlamak üzere izleyen yıllarda da geçerli olduğu hususu açıklığa
kavuşturulmaktadır.
İlgili maddede yer alan "2023 yılı
vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı
tarihinde," ibaresi "2023 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerine
ait kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde," şeklinde
değiştirilerek 2023 yılından başlayarak izleyen yıllarda da geçerli
olacağı hususu düzenlenmiştir.