Değişen İş Mahkemeleri Kanunu'nda Öne Çıkan Başlıklar

Yayınlanma Tarihi: 15 Kasım 2017



Özet: İş Mahkemeleri Kanunu 12 Ekim 2017 tarihinde TBMM'de kabul edilmiş olup, 25 Ekim 2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yasanın genel gerekçesinde ifade edildiği üzere 1950 yılından bugüne kadar geçen zaman da dikkat alınarak 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun yetersiz kaldığı ve 6100 Sayılı Kanun hükümleri de, dikkate alınarak yeni bir yargılama usulü hükümleri oluşturulmuştur. Yasa teknik anlamda, usul hükümlerine ilişkin değişikler içerdiği gibi maddi hukuka ilişkin İş Kanunu, Arabuluculuk Kanunu ve Sendikalar Kanunu'nda da, değişiklikler getirmektedir.

Açıklamalar

Öncelikle Yasa ile, yeni bir usul kanunundan öte yargılama üzerinde ciddi anlamda yük teşkil eden çalışma hayatının uyuşmazlıklarının yargı önüne gelinmeden çözülmesi amaçlanmaktadır. Bu konuyla ilgili en çarpıcı rakamsal değer 2016 yılı sonu itibariyle sadece Yargıtay'da bakılan 780 bin civarındaki uyuşmazlığın yaklaşık %15'i iş uyuşmazlıklarından kaynaklanmaktadır.

Yasa ile işçi-işveren ilişkilerindeki temel değişiklikler nelerdir? Basında da yer alan bireysel ve toplu iş sözleşmelerine dayanan işçi alacağı ve işe iade taleplerinde arabuluculuğu zorunlu hale getirilmesi çalışma hayatına, uyuşmazlıkların çözümüne nasıl etki edecektir? Yasa kapsamında yer alan temel değişiklikler ile iş uyuşmazlıklarında dava şartı haline getirilen zorunlu arabuluculuk sürecinin uygulama usul ve esaslarını ele almaya çalışacağız.

A) ARABULUCUĞA İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Öncelikle arabuluculuk ne demektir kısaca tanımlamak isteriz; 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu'nun 2. maddesin de, Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini ifade eder.

Tanım metninde, bold olarak belirttiğimiz kısım Yasa ile 2. maddeye eklenmiştir. Arabulucuya çözüm önerisi getirme yetkisi verilmiştir. Ayrıca arabulucuya unvanını uzmanlık alanıyla birlikte örneğin "hesap uzmanı arabulucu" gibi kullanma imkânı tanınmıştır.

1- Dava Şartı Olarak Zorunlu Arabuluculuk Nedir?

Yasaya göre bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu kapsamda, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile SGK rücu davaları hariç kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, sendikal tazminat, ücret alacağına ilişkin tüm talepler için dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunluluk haline geline gelmiştir.

Ayrıca düzenleme öncesi İş Mahkemeleri'nde görülmeyen Borçlar Kanunu'ndan düzenlenen genel hizmet sözleşmeleri, pazarlamacılık ve evde hizmet sözleşmeleri de, İş Mahkemeleri'nin görevine dahil edilmiştir.

Arabuluculuk sürecine başvuru, karşı tarafın yerleşim yerinin veya davaya konu iş yerinin bulunduğu arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun görevlendireceği sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılacaktır.

2- Arabulucu Kendisine Yapılan Başvuruyu Kaç Hafta İçerisinde Sonuçlandıracaktır? ​

Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içerisinde sonuçlandıracaktır. Zorunlu hallerde bu süre en fazla uzatılabilir. Taraflardan herhangi birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetini sona ermesi halinde davada kısmen veya tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderinden sorumlu tutulur. Bu taraf lehine vekalet ücretine de, hükmedilmez. Her iki tarafta katılmazsa yargılama gideri kendi üzerlerine bırakılır. Asıl işveren-alt işverene karşı işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.

Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması halinde anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh bu şerh arabuluculuğun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesi tarafından verilecektir. Şerhin asıl uyuşmazlık hakkında görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilmeyecektir.

Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır. Anlaşılan hususlarda taraflar dava açamayacaktır.   

3- Arabuluculuk Görüşmelerine Kimler Katılabilir ?

Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir, bu halde pekâlâ İK Müdürleri/Direktörleri de, arabuluculuk görüşmelerine katılabilecektir. Bu imkanın uyuşmazlıkların çözümüne ciddi anlamda katkı sağlayacağını, uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacaktır. Ayrıca arabuluculuk müzakerelerine uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişilerde, hazır bulundurulabilir.

B) 4857 SAYILI İŞ KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

1- İşe İade Davalarında Zorunlu Arabuluculuk Nasıl Uygulanacaktır?

İşveren tarafında fesih işleminden sonra işe iadesini talep eden işçi, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda işçi ve işveren tarafının işe iade konusunda anlaşmaya varamamaları halinde, arabulucu tarafından son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilecektir. İşe iade davasının, arabulucuya başvurmaksızın doğrudan açılması durumunda dava, dava şartı eksikliğinden reddedilecek olup, kesinleşen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde taraflar arabulucuya başvurabilecektir.

İş Kanunu'nun 20. Maddesinin 1. ve 3. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :

" İş Sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesine dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi halinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden 2 hafta içinde arabulucuya başvurulabilir. Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması halinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir "

2- İşe Başlatılmama Durumunda Ödenecek Tazminat Miktarı Parasal Olarak Belirlenecektir

Yasa, İş Kanunu'nun 21. maddesinde köklü değişiklik yapmıştır. Bu değişiklikle artık boşta geçen süre ücret alacağı olarak belirttiğimiz 4 aya kadar ücret alacağı ve işçinin işe iade alınmaması halinde 4 aylık maaş tutarında az olmamak üzere ödenen tazminat miktarının parasal miktar olarak belirlenmesini hükme bağlamıştır.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları durumunda taraflar; işe başlatma tarihini, işe başlatılmama durumunda ödenecek olan tazminatı ve diğer hakların parasal miktarını da belirlemek zorundadırlar. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılacak ve son tutanak buna göre düzenlenecektir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması halinde fesih geçerli hale gelecek ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olacaktır.

İşçinin hesaba esas ücretinin ise dava tarihindeki bir başka deyişle iş akdinin feshedildiği tarihteki ücreti olacağı belirtilmiştir. İşe iade davası bu değişiklikle birlikte tespit davası özelliğini kaybetmiştir. Zira işçi alacak miktarı da, belli olduğu için alacağını direkt olarak icraya koyabilecektir.

3- Yıllık Ücretli İzin ve Tazminat Alacaklarında Zamanaşımı Süresi 5 Yıldır

Yasayla İş Kanunu'na ek madde eklenerek aşağıdaki alacakların zamanaşımı süresi kanun yürürlüğe girdikten sonra sona eren iş sözleşmeleri için geçerli olmak üzere hangi kanuna tabi olursa olsun 5 yıl olarak belirlenmiştir :

  • Yıllık ücretli izin,

  • Kıdem tazminatı,

  • Kötüniyet tazminatı,

  • İş sözleşmenin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat,

  • Eşit davranma eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshiden kaynaklanan tazminat. ​

4- İş Kanunu 91. Maddesinde Yapılacak Değişiklikle Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinin İnceleme Yetkisi Sınırlandırılmaktadır

Zorunlu arabuluculuk müessesine paralel olarak, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinin "iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin" kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri inceleme yetkisi kaldırılmaktadır. İş sözleşmesi devam eden işçiler bakımından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş müfettişleri eliyle denetim ve teftiş yetkisi devam edecektir. İş sözleşmesi fiilen sona eren işçiler ise doğrudan arabulucuya başvuracaklardır.

C) USUL YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞİŞİLİKLER

Yargılamanın hızlandırılması amacıyla aşağıda belirtilen kararlar hakkında temyiz yoluna kapatılarak, Yargıtay denetimi dışında bırakılmıştır : ​

  • İşe iade davaları,

  • İşveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya işyeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için davalarda verilen kararlar,

  • İşyeri sendika temsilcilerinin işe iade davaları (6356 Sayılı Kanun 24/1 md).

  • İşletme toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerlerinin aranılan niteliğe sahip olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlıklara konu tespit davaları (6356 Sayılı Kanun 34/5 md).

  • Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan davalar (6356 Sayılı Kanun 53/1 md).

  • Taraflardan her biri, karar verilen veya uygulanmakta olan bir grev veya lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespitine ilişkin davalar (6356/71/1 md).

Yukarıda anılan davalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği kararlar kesin olacaktır.

Genel olarak Yasa ele alındığında, objektif olarak yasanın temelinde ekonomik mantık bulunduğu, her iki tarafında kazandığı, mutlu olacağı çözümün amaçlandığı anlaşılmaktadır. Zira işçinin amacı, alacaklarına bir an önce kavuşmakken, işverenin amacı ise ekonomik olarak en avantajlı çözüm olacaktır. Yasa, Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, zorunlu arabuluculuk ve işe iade davasının hüküm ve sonuçlarına ilişkin hükümler ise 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.  

Ek- 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu

Saygılarımızla,