6728 Sayılı Torba Kanun’da Yer Alan Tüm Şirketleri Kapsayan Ortak Vergi Düzenlemeleri

Yayınlanma Tarihi: 11 Ağustos 2016



Özet: 6728 Sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 09.08.2016 tarihli ve 29796 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.


Açıklamalar

Söz konusu Kanun,  77 madde ve 1 geçici maddeden oluşmakta olup,  aşağıdaki Kanunlarda değişiklik yapılmıştır.

  • ​09/06/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu
  • 5682 sayılı Pasaport Kanunu
  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
  • 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu
  • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu
  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
  • 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu
  • 492 sayılı Harçlar Kanunu
  • 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu
  • 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
  • 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
  • 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu
  • 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
  • 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
  • 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
  • 5941 sayılı Çek Kanunu
  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
  • 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu

Tüm Şirketleri Kapsayan Ortak Vergi Düzenlemeleri


1) Kanun’un 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. maddesiyle 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile birlikte,

  • ​Daha önce iflas ertelemeden yararlanan sermeye şirketi veya kooperatifler uzatma süresi dahil, erteleme süresinin bitiminden itibaren 1 yıl geçmedikçe iflas erteleme talebinde bulunamazlar.

  • Alacaklılar iflas erteleme talebinin ticaret sicilinde ilanından itibaren 2 haftalık kesin süre içinde itiraz ederek iflas erteleme şartlarının bulunmadığını şartlarını ile sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebileceklerdir.

  • Şirket veya kooperatif, erteleme yargılanması sırasında ancak bir defaya mahsus olmak üzere revize iyileştirme projesi verebilir.

  • İflas erteleme mahkeme kararıyla 1 yıl uzatılabilir.

  • Kayyım, takvim yılının her üç aylık dönem sonu itibarıyla  şirketin projeye uygun olarak iyileşme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder.

  • Kayyım raporuyla iflas erteleme süresini beklemeden şirketin iflasını isteyebilir.

  • İflas erteleme talebi üzerine mahkeme tarafından verilen nihai kararlara karşı borçlu şirket/kooperatif ya da erteleme talep eden alacaklı tarafından kararın tebliğinden, diğer ilgililer ise kararın ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilir.

  • Konkordato müessesesi borçluyu koruyacak şekilde güçlendirilmiştir.

  • İflas erteleme ve konkordato düzenlemeleri kKanun’un yürürlük tarihinden itibaren uygulanacaktır.

2) İşletmeye dahil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar yapıldığı yılda doğrudan gider yazılabilecektir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40. maddesinin 7 numaralı bendinde Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde indirilmesi kabul edilmekte olup Kanun’un 14. maddesi ile söz konusu düzenlemeye eklenen parantez içi hükümle işletmeye dahil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda doğrudan gider yazılabilecektir. Söz konusu parantez içi düzeleme ile mükellefe amortisman ayrılması suretiyle veya doğrudan gider yazılması suretiyle seçimlik hak tanınmıştır.

3) Muhtasar beyanname ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi birleştirilerek verilecektir.

Kanun’un 16. maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Muhtasar Beyannamenin Verilme Zamanı” başlıklı 98. maddesinden sonra gelmek üzere “Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi” başlıklı 98/A maddesi eklenmiştir.

Söz konusu düzenleme ile birlikte vergi kanunlarına göre verilmesi gereken muhtasar beyanname ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi birleştirilerek, kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı ile prim ödeme gün sayılarının bildirilmesi söz konusu olacaktır.

Muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek verilmesi hususunda zorunluluk getirmeye veya kaldırmaya, kapsama girecekleri gruplar, sektörler, gayrisafi iş hasılatları, istidam edilen işçi sayıları, gelir unsurları, il ve ilçe sınırları itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte tespit etmeye, muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri ile ilgili olduğu dönemi ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müştereken yetkilidir.

4) Muhtasar beyanname ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilmesine yönelik düzenlenen tahakkuk fişi, mükellefe veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek ve tüzel kişiye elektronik ortamda iletilecektir.

Kanun’un 18. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi Beyannamesinin Postayla veya Elektronik Ortamda Gönderilmesi” başlıklı 28. maddesinin 2. fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile muhtasar beyanname ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilmesine yönelik düzenlenen tahakkuk fişinin mükellefe veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek ve tüzel kişiye elektronik ortamda iletilecektir.

5) Muhtasar beyanname ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi birleştirilerek verilecek olup söz konusu yükümlülüğe uymayanlar için özel usulsüzlük cezası düzenlenecektir. Ayrıca elektronik ortamda bildirim veya formun hiç verilmemesi ve bildirim veya formların belirlenen sürelerin sonundan başlayarak elektronik ortamda 3 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası 1/10 oranında uygulanacaktır.

Kanun’un 21. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257. madde hükmüne uymayanlar için ceza” başlıklı 355. maddesinin başlığı “Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257, mükerrer 257. madde ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 98/A maddesine uymayanlar için ceza” şeklinde değiştirilmiştir. 

Bununla birlikte, birinci fıkrada yer alan “mükerrer 257. Madde uyarınca getirilen zorunluluklara” ibaresi “mükerrer 257. Maddesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 98/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara” şeklinde değiştirilmiştir.

Bu doğrultuda Gelir Vergisi Kanunu’nun 98/A maddesi ile yapılan muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek verilmesine uymayanlara özel usulsüzlük cezası düzenlenecektir.

Ayrıca söz konusu maddenin 6. fıkrasında yer alan,

“Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmez, takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5 oranında uygulanır.”

düzenlemesinin başına gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Elektronik ortamda bildirim veya form verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, bildirim veya formların belirlenen sürelerin sonundan başlayarak elektronik ortamda 3 gün içinde verilmesi halinde 1/10 oranında uygulanır.”

Bu kapsamda, elektronik ortamda bildirim veya formun hiç verilmemesi ve bildirim veya formların belirlenen sürelerin sonundan başlayarak elektronik ortamda 3 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası 1/10 oranında uygulanacaktır.


6) İşe başlamaya yönelik başvuru evraklarının vergi dairesine intikal ettirilmesi artık yazılı veya elektronik ortamda yapılabilecektir. 

Kanun’un 19. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “İşe Başlamayı Bildirme” başlıklı 153. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan,

“Ticaret sicili memurlukları, kurumlar vergisi mükellefi olup da Türk Ticaret Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca tescil için başvuran mükelleflerin başvuru evraklarının bir suretini ilgili vergi dairesine intikal ettirir. Bu mükelleflerin işe başlamayı bildirme yükümlülükleri yerine getirilmiş sayılır. Bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili memurları hakkında işe başlamanın zamanında bildirilmemesine ilişkin usulsüzlük cezası hükümleri uygulanır.”

düzenlemesindeki ”30.” ibaresi “27.” olarak değiştirilmiş; bununla birlikte, “vergi dairesine” ibaresinden sonra gelmek üzere “yazılı veya elektronik ortamda” ibaresi eklenmiştir. Bu doğrultuda, işe başlamaya yönelik başvuru evraklarının bir sureti vergi dairesine intikal ettirilirken artık yazılı veya elektronik ortamda başvuru yapılabilecektir. 

Ayrıca düzenlemenin sonuna,

“Başvuru evraklarının elektronik ortamda intikaline ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca müştereken belirlenir.”

düzenlemesi eklenmiştir.

7) Yeni bir uygulama olan “İzaha Davet” müessesesi getirilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mülga 370. maddesi başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiştir.

“İzaha davet” başlığı ile getirilen düzenlemede,

- Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğramış olabileceğine dair ilgili makamlar tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak, tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla, mükellefler izaha davet edilebilir.

- İzaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak Vergi Usul Kanunu’nun pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz. 

- İzaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde izahta bulunulması durumunda,

a- Mükelleflerce yapılan izah sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilmediğinin İdarece anlaşılması halinde mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi tutulmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez.

b- Mükelleflerce izahta bulunulan tarihten itibaren 15 gün içerisinde, hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezası ziyaı uğratılan vergi üzerinden % 20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez.

- Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. maddesinde yer alan fiillerin işlenmesi durumunda izaha davet hükümleri uygulanmamakla birlikte sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte ve muhteviyatı itibarı ile yanıltıcı belge tutarının, her bir belge itibarıyla 50.000-TL’yi geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir. Söz konusu tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır.

- Maliye Bakanlığı ön tespitin niteliğini, izaha davetin şeklini ve kapsamını, daveti yapacak mercii, davet yapılacakları, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

8) Vergi Usul Kanunu Md. 153/A maddesi 10. fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece işlenen veya iştirak edilen bir takım fiillerden dolayı vergi teşvik ve desteklerinden yararlandırılmaması uygulamasına son verilmiştir.

Kanun’un 20. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin 10. fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Kaldırılan fıkrada işlenen veya iştirak edilen bir takım fiillerden ötürü 6 yıl süreyle vergi teşvik ve desteklerinden yararlanılmaması düzenlenmekteydi. Bu fıkranın kaldırılmasıyla bu durumdaki mükelleflerin vergi teşvik ve desteklerinden yararlanmasının önü açılmıştır.

9) Damga Vergisi Kanunu’nda aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

- Nispi damga vergisine tabi olan kağıtlarda her bir nüshadan damga vergisi alınması uygulanmasına son verilerek artık sadece 1 nüshası damga vergisine tabi tutulacaktır.

- Bir kağıt üzerinde birden fazla adi kefalet ve garanti taahhüdü bulunması durumunda ayrı ayrı olmak üzere bunlardan yalnızca birinden damga vergisi alınacaktır.

- Pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin müeyyidesi mahiyetinde olan taahhütlerden, başlı başına bir sözleşmeye konu olmadıkça damga vergisi alınmayacaktır.

- Azami tutardan damga vergisi alınan mukavelenamelerin diğer hükümlerinde bir değişiklik olmaksızın sadece bedelinin artması durumunda artan bedele ilişkin damga vergisi alınmaz.

- Bakanlar Kurulu’nun yetkileri arasında yer alan nispi vergileri arttırılmadan önceki seviyelerine indirme yetkisi nispi vergileri kağıt türleri itibari ile ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirme yetkisi olarak değiştirilmiştir.

- Döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardaki damga vergisi istisnası düzenlemesi Hazine Müsteşarlığı’nın yayımladığı Tebliğlerde yer alan düzenlemeler kapsamında işlem bazında maddeler halinde detaylandırılarak düzenlenmiş bununla birlikte Kamu İhale Kanunu’nda ve diğer kanunlarda yer almayan uluslararası ihale tanımı yapılmıştır.

- Damga Vergisi Kanunu’na Ekli I. Sayılı Tablo’nun” I. Akitlerle İlgili Kağıtlar” başlıklı bölümünün “A. Belli Parayı İhtiva Eden Kağıtlar” başlıklı fıkrasına eklenen bentler ile sözleşmeler çeşitlendirilerek bu sözleşmeler (Hazine’nin özel mülkiyetinde veya Devlet’in hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlara ilişkin ön izin, irtifak hakkı veya kullanma izni sözleşmeleri, resmi şekilde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, resmi dairelerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin yaptıkları ihalelerde ihaleyi yapan idare ile düzenlenen sözleşmeler, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlenen taksitle satış sözleşmeleri, ön ödemeli konut satış sözleşmeleri, devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri, paket tur sözleşmeleri, abonelik sözleşmeleri ile mesafeli satış sözleşmeleri, 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu kapsamında düzenlenen turist rehberliğine ilişkin sözleşmeler, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenen toptan elektrik satış sözleşmeleri ile perakende elektrik satış sözleşmeleri, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenen toptan doğalgaz satışına ilişkin sözleşmeler ile tüketicilere doğal gaz satışına ilişkin sözleşmeler) için nispi damga vergisi oranları belirlenmiştir.

- Damga Vergisi Kanunu’na Ekli I. Sayılı Tablo’nun “II. Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasına eklenen parantez içi hükümle 4737 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi halinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi red veya iade olunacaktır. Ancak sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi red veya iade edilmeyecektir.

-  Damga Vergisi Kanunu’na Ekli I. Sayılı Tablo’nun ”IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünde yapılan düzenlemeler ile beyanname verme süresi içerisinde düzeltme amacıyla verilen beyannameler üzerinden damga vergisi alınmayacak olup ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi ile muhtasar beyannamenin birleştirilerek verilmesiyle oluşturulan beyannameler için 37,40-TL damga vergisi ödenecektir.

- Damga Vergisinden istisna edilen kağıtları düzenleyen II. Sayılı Tablo’nun “IV. Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar” başlıklı bölümünde yapılan değişiklikler uyarınca,

  •  Sigorta, reasürans ve koasürans sözleşmeleri, bireysel emeklilik, gruba bağlı bireysel emeklilik, işveren grup emeklilik sözleşmeleri, diğer kağıtlarda yer alan sigorta yaptırma taahhütleri ile sigorta primleri ve bireysel emeklilik katkı paylarının ödenmesine ilişkin düzenlenen kağıtlar damga vergisinden istisna edilmiştir.

  •  Pay devirlerine ilişkin düzenlenen kağıtlar damga vergisinden istisna edilecektir.

  •  6493 Sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında ödeme hizmeti sağlayıcısı ile ödeme hizmeti kullanıcısı arasında düzenlenen tek seferlik ödeme sözleşmeleri damga vergisi istisnasına tabi olacaktır.

  •  Binalarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik olarak düzenlenen kağıtlar damga vergisi istisnasına tabi olacaktır.

  •  Ürünlerin yurt dışında tanıtım ve pazarlamasını sağlamak amacıyla, miktarı ticari teamüllere uygun örnek ürünler, tanıtım malzemeleri veya promosyon amaçlı ürünlerin bedelsiz ihracatına ilişkin düzenlenen kağıtlar ile yurt dışındaki fuarlara katılım amacıyla düzenlenen kağıtlar damga vergisi istisnasına tabi olacaktır.

  •  Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yer alan yatırım mallarına ilişkin olarak yatırım teşvik belgesi sahibi yatırımcılarla bu malların üreticileri ve tedarikçileri arasında düzenlenen kağıtlara; münhasıran yatırım döneminde belge kapsamındaki yatırımlarla ilgili bir malın üretiminde ya da bir hizmetin sağlanmasında kullanılan patent, know-how gibi gayrimaddi hakların kiralanması ve satın alınmasında düzenlenen kağıtlara; belge kapsamındaki sabit kıymet yatırımlarının imal ve inşasına yönelik olarak teşvik belgesi sahibi yatırımcılarla bu işi yapanlar arasında düzenlenen sözleşmeler, taahhütnameler, teminatlar ve bu mahiyetteki kağıtlara; söz konusu yatırımlara yönelik teşvik belgesi sahibi yatırımcılara verilecek danışmanlık ve teknik müşavirlik hizmetlerine ilişkin düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmaktadır.

  •  Yatırımlarda Devlet yardımları hakkında kararlarla belirlenen yüksek ve orta-yüksek teknolojili sanayi ürünlerinin imalatında maliyetleri düşürmek ve uluslararası rekabet gücünü artırmak amacıyla söz konusu ürünlerin imalatına ilişkin olarak imalatçılarla tedarikçileri arasında düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmaktadır.

​10) Harçlar Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle,

- Noter işlemlerinde, Harçlar Kanunu’na bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabi olup artık birden fazla nüsha olarak düzenlenen muayyen bir bedeli ihtiva eden kağıtlarla ilgili nispi harca tabi işlemlerden sadece 1 nüsha için harç tahsil olacaktır.

- Noterde işleme konu edilmiş belli tutarı ihtiva eden her nevi senet, mukavelename kağıtların değiştirilmesi halinde, değişikliğe ilişkin senet, mukavelename ve kağıtlar artan miktar üzerinden aynı nispette harca tabi olacaktır.

- Anonim, limited ve eshamlı komandit şirketlerin kuruluş ve sermaye artırımları harçtan istisna iken söz konusu şirketlerin pay devirleri harç istisnası kapsamına alınmıştır.

- Binalarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik olarak yapılan işlemler harç istisnası kapsamına alınmıştır.

- Ürünlerin yurt dışında tanıtım ve pazarlanmasını sağlamak amacıyla, miktarı ticari teamüllere uygun örnek ürünler, tanıtım malzemeleri veya promosyon amaçlı ürünlerin bedelsiz ihracatına ilişkin yapılan işlemler ile yurt dışındaki fuarlara katılım amacıyla yapılan işlemler harç istisnası kapsamına alınmıştır.

- Ticaret sicil harçlarının ticaret ve sanayi odaları veya ticaret odaları tarafından, oda bulunmayan veya ticaret sicil işlemlerinin yürütülebilmesi için yeterli teşkilatı bulunmayan yerlerde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca belirlenecek ilgili odalar tarafından makbuz karşılığı peşin olarak tahsil edilmesine imkan sağlanmıştır.

- Döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerle ilgili olarak harç istisnası düzenlemesi Hazine Müsteşarlığının yayımladığı Tebliğlerde yer alan düzenlemeler kapsamında işlem bazında maddeler halinde detaylandırılarak düzenlenmiş bununla birlikte Kamu İhale Kanun’unda ve diğer kanunlarda yer almayan uluslararası ihale tanımı yapılmıştır.

- Tahkim yargılamasına harç istisnası getirilmiştir.

- Maktu harçlar içerisinde yer alan vekâletnamelerden alınan harçlar özel (6,60-TL) ve genel (10,40-TL) vekaletname olarak ayrıştırılarak tahsil edilmekte iken artık vekaletnamelerde beher imza için 12,40-TL tutarında tek bir harç alınması söz konusu olacaktır.

- Defter tasdiklerinden alınan harçlardan kuruluş aşamasında yapılan tasdiklerden alınan harçlar hariç tutularak artık kuruluş aşamasında defter tasdiklerinden harç alınmayacaktır.

- Tacirler arasında ipotek tesisinde belirlenen harçlar % 50 oranında uygulanacaktır.

  • ​Kanun’un 30. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’nun 38. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen hüküm ile birden fazla nüsha olarak düzenlenen muayyen bir bedeli ihtiva eden kağıtlarla ilgili nispi harca tabi işlemlerden sadece 1 nüsha için noter harcı tahsil edilecektir.

  • Kanun’un 31. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’nun 47. Maddesinin “Yan Harca Tabi İşler” başlığı “Çeşitli İşlemlerde Harç” olarak değiştirilmiş bununla birlikte söz konusu maddenin birinci fıkrasına eklenen hüküm ile birden fazla nüsha olarak düzenlenen muayyen bir bedeli ihtiva eden kağıtlarla ilgili nispi harca tabi işlemlerden sadece 1 nüsha için noter harcı tahsil edilecektir. Bu doğrultuda kağıtlarda gösterilen değerin tamamı üzerinden değil artan tutar üzerinden harç alınması imkanı sağlanmıştır.
  • Kanun’un 33. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’nun 123. Maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, 

“Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır.”

Düzenlemesinde “şirketlerin kuruluş” ibaresinden sonra gelmek üzere “pay devri” ibaresi eklenmiştir. 

Bu kapsamda, anonim, limited ve eshamlı komandit şirketlerin kuruluş ve sermaye artırımları harçtan istisna iken söz konusu şirketlerin pay devirleri harç istisnası kapsamına alınmıştır.

  • Kanun’un 33. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’nun 123. Maddesinin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

-  Binalarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik olarak yapılan işlemler ile 6948 sayılı Sanayi Sicil Kanun’una göre sanayi sicil belgesine haiz sanayi işletmelerince münhasıran imalat sanayinde kullanılmak üzere yeni makine ve teçhizat alımına yönelik olarak yapılan işlemler Harçlar Kanun’unda yazılı harçlardan müstesnadır. 

-  Ürünlerin yurt dışında tanıtım ve pazarlanmasını sağlamak amacıyla, miktarı ticari teamüllere uygun örnek ürünler, tanıtım malzemeleri veya promosyon amaçlı ürünlerin bedelsiz ihracatına ilişkin yapılan işlemler ile yurt dışındaki fuarlara katılım amacıyla yapılan işlemler Harçlar Kanun’unda yazılı harçlardan müstesnadır. 

  • Kanun’un 34. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’nun “Harçları almaya Yetkili Daire” başlıklı 132. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu Kanuna bağlı (1) sayılı tarifenin “C- Ticaret Sicili Harçları” başlıklı bölümünde yazılı ticaret sicili işlemlerine ilişkin harçlar, ticaret ve sanayi odaları veya ticaret odaları veyahut ilgili odalar tarafından makbuz karşılığı peşin olarak tahsil edilir. Bu suretle tahsil olunan bir aya ait harçlar şekil, içerik ve muhteviyatı Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile ticaret sicili müdürlüğünü bünyesinde bulunduran odanın muhtasar yönünden bağlı olduğu vergi dairesine, izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar bildirilip ödenir. Tahsil edilen harçların ilgili vergi dairesine süresinde ödenmemesi durumunda, harç ilgili odadan 6183 sayılı AATÜHK hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Süresinde vergi dairesine beyan edilmeyen tutarlar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanır. İşlemden doğan harçları tamamen almadan işlem yapan ticaret sicili müdürlüğü görevlileri ve ilgili odalar harcın ödenmesinden mükelleflerle birlikte müteselsilen sorumludur.”

  • Kanun’un 36. maddesi düzenlemesi kapsamında, I. sayılı Tarifenin “A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümün “III. Karar ve  ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Tahkim yargılamasında bu bende göre hesaplanan harç yüzde elli oranında uygulanır” ifadesi “Tahkim yargılamasında bu bent hükümlerine göre harç alınmaz” şeklinde değiştirilmiştir. Bu doğrultuda tahkim davalarında nispi karar ve ilam harcının alınmaması söz konusu olacaktır.

  • Kanun’un 37. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’nun (2) Sayılı Tarifenin “II. Maktu harçlar” başlıklı bölümünün,

- 3 numaralı fıkrasında yer alan vekâletnamelerden alınan harçlar özel (6,60-TL) ve genel (10,40-TL) vekaletname olarak ayrıştırılarak tahsil edilmekte iken artık vekaletnamelerde beher imza için 12,40-TL tutarında tek bir harç alınması söz konusu olacaktır.
-  4 numaralı fıkrasının başlığı “4. Defter tasdiki (kuruluş aşamasında yapılan tasdikler hariç)” şeklinde değiştirmiştir. Bu doğrultuda artık kuruluş aşamasında defter tasdiklerinden harç alınmayarak işletmelerin kuruluş maliyetleri azaltılacaktır. 

  • Kanun’un 38. maddesi düzenlemesi kapsamında, Harçlar Kanunu’na bağlı (4) sayılı tarifenin “I- Tapu İşlemleri” başlıklı bölümünün (7) numaralı fıkrasına eklenen parantez içi hükümle tacirler arasında tesis edilen ipotek işlemlerinde hesaplanan tapu harcının % 50 sinin alınmaması sağlanmaktadır.

11) Tahvil teslimine ilişkin finansman hizmetleri KDV’den istisna edilmiştir.

Kanun’un 43/a. maddesi düzenlemesi kapsamında, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17. maddesinin 4 numaralı fıkrasının (g) bendinde yer alan,

“Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanun’una göre Türkiye'de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi, döviz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile metal,  plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının teslimi.”

KDV istisnası düzenlemesinde “tahvil” ibaresinden sonra gelmek üzere “(elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dahil)” parantez içi hükmü eklenmiştir.

Bu doğrultuda tahvillerin tesliminde uygulanan KDV istisnası artık tahvil alımına ilişkin elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere finansman hizmetini de kapsayacaktır. Söz konusu istisnanın banka ve kredi kullandırmaya yetkili finans kurumları dışında banka ve finans şirketi olmayan grup şirketlerinden veya 3. kişilerden olan borçlanmaları kapsaması planlanmıştır. Nitekim banka ve kredi kullandırmaya yetkili finans kurumlarının işlemleri BSMV’nin konusuna girdiği için KDV Kanunu’nun 17/4-e maddesi kapsamında KDV’nin konusuna girmemektedir.

12) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile,

- Kanun gereği internet, elektronik ve benzeri ortamda Kuruma gönderilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte yazılı sözleşme ile yetki verilmiş serbest muhasebeci, SMMM ve YMM’ler müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklardır.

- Muhtasar ve SGK bildirimi birleşmesine ilişkin Kanun’un ilgili maddelerinde düzenlemeler yapılmıştır.

- Muhtasar beyanname ile Kanun uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek verilmesi durumunda beyannamenin şekil, içerik, ekleri, ilgili olduğu dönem, verilme süresi ve diğer hususlar Bakanlık ile Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan müşterek tebliğ ile belirlenecek olup işveren sigortalı çalıştırmadığı takdirde bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren on beş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlü olacaktır.

- Aylık prim ve hizmet belgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumu yerine Maliye Bakanlığı’na muhtasar beyanname ile birleştirilerek verilecek olması sebebiyle, prim tahakkukunun geç yapılması veya yapılmaması ve sigortalıların hizmetlerinin bildirilmemesi veya geç bildirilmesi durumlarında işverenlere uygulanacak cezalar belirlenmektedir. Ayrıca idare veya mahkemelerce yapılan tespitler uyarınca işverene cezai işlem yapılması halinde mali büyüklüklerine göre kademeli bir ceza sistemi getirilmiştir. 

Kanun’un 47, 48, 49,50, 51, 52, 53 ve 54. maddeleriyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yukarıda özetlediğimiz değişiklikler yapılmıştır.

Kanun’un 51. Maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 102. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen (m) bendi ile aşağıdaki ceza yükümlülüğü getirilmiştir.

“Kurumun prim tahakkukuna ve sigortalıların sosyal güvenlik haklarına dayanak teşkil eden bu Kanun’un 86. Maddesinin 13. Fıkrası uyarınca verilmesi gereken beyannamedeki sigortalıların, prime esas kazançlarının veya hizmetlerinin bildirilmediği, eksik ya da geç bildirildiği veya meslek adı ve kodunun gerçeğe aykırı bildirildiği anlaşılan her bir iş yeri için;

1- Beyannamenin asıl olması halinde, aylık asgari ücretin 2 katını geçmemek kaydıyla beyannamede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin1/5’i tutarında,

2- Beyannamenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin 2 katını geçmemek kaydıyla, her bir ek beyannamedeki kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin 1/8’i tutarında,

3- Ek Beyannamenin 86. Maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin 2 katını geçmemek kaydıyla her bir ek beyannamede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin 1/2’si tutarında,

4- Beyannamenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri ve kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği ya da sadece hizmetlerinin Kuruma eksik bildirildiği veya meslek adı ve kodunun gerçeğe aykırı bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde beyannamenin asıl veya ek nitelikli olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık beyannamedeki her bir iş yeri için,

a-  Kamu idareleri ile 213 sayılı VUK uyarınca bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar hakkında asgari ücretin 3 katını geçmemek üzere sigortalı başına aylık asgari ücret tutarında,
.........

ç- Beyannamedeki her bir iş yerinden bildirilen sigortalıların sadece prime esas kazançlarının eksik bildirildiğinin anlaşılması halinde ise beyannamenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin onda birinden az, iki katından fazla olmamak üzere tespit edilen prime esas kazanç tutarında

idari para cezası uygulanır.”

13) Sat-kirala-geri al işlemleri ile Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre kira sertifikası ihracına konu olan taşınmaz/iştirak hisselerinin kiracı ya da kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnası için belirlenen iki yıllık süre şartının hesabında, bu taşınmazların/iştirak hisselerinin varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulundurduğu süre de dikkate alınacaktır.

Kanun’un 56/a maddesi uyarınca, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 5. Maddesinin (e) bendinin birinci paragrafında yer alan parantez içi hüküm kaldırılmış ve beşinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında aktifte bulundurma sürelerinin hesabında devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınır. 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına veya 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine devredilen taşınmazların kiracı ya da kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmazların finansal kiralama şirketi, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları ile varlık kiralama şirketinin aktifinde bulundurduğu süreler de dikkate alınır.”

Bu doğrultuda, Sat-kirala-geri al işlemleri ile Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre kira sertifikası ihracına konu olan taşınmaz/iştirak hisselerinin kiracı yada kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnası için belirlenen iki yıllık süre şartının hesabında, bu taşınmazların/iştirak hisselerinin varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulundurduğu süre de dikkate alınacaktır.

14) Kurumlar Vergisi Kanun’undaki Ar-Ge indirimi düzenlemesi yürürlükten kaldırılarak söz konusu düzenleme 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’a eklenmiştir.

Kanun’un 58/a maddesi düzenlemesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Diğer İndirimler” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan Ar-Ge indirimi düzenlemesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Kaldırılan düzenlemenin yerine, Kanun’un 60. Maddesi ile, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3. Maddesinden sonra gelmek üzere “Diğer teşvik unsurları” başlıklı 3/A maddesi eklenmiştir.

​15) Gelir Vergisi Kanun’undaki Ar-Ge indirimi düzenlemesi kaldırılmış, söz konusu düzenleme 5746 Sayılı Kanun’a eklenmiştir.

Kanun’un 15. Maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. Maddesinin Ar-Ge indirimini düzenleyen 9. Bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

Kaldırılan düzenlemenin yerine, Kanun’un 60. Maddesi ile, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3. Maddesinden sonra gelmek üzere “Diğer teşvik unsurları” başlıklı 3/A maddesi eklenmiştir.

16) Transfer fiyatlandırmasında ilişkili kişinin kapsamı yeniden belirlenmiş olup ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumlarda örtülü kazanç kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için en az % 10 oranında ortaklık, oy veya kar payı hakkının olması şartı aranacak ve ilişkili kişiler açısından bu oranlar topluca dikkate alınacaktır. 

Ayrıca transfer fiyatlandırmasında kullanılan yöntemlere OECD düzenlemeleri esas alınarak “İşlemsel Kar Yöntemleri” eklenmiştir. Bununla birlikte uygulanacak yöntem konusunda mükellef ile Maliye Bakanlığı arasında anlaşma sağlanması halinde anlaşma ile tespit edilen yöntemin zamanaşımına uğramamış vergilendirme dönemlerinde de pişmanlık ve ıslah hükümleri ile anlaşma koşullarının bu dönem de geçerli olması koşuluyla uygulanmasına imkan sağlanmıştır. Diğer taraftan transfer fiyatlandırmasına ilişkin belgelendirme yükümlülüğünü tam ve zamanında yerine getiren mükelleflere uygulanmak üzere, örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş veya eksik tahakkuk ettirilmiş vergilere ilişkin uygulanacak vergi ziyaı cezasında % 50 oranında indirim imkanı sağlanmıştır.

Kanun’un 59. Maddesi düzenlemesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç” başlıklı 13. maddesinin,

- 2. fıkrasına aşağıdaki ifade eklenmiştir.

“İlişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluşturduğu durumun örtülü kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az % 10 oranında ortaklık, oy veya kar payı hakkının olması şartı aranır. Ortaklık ilişkisi olmadan doğrudan veya dolaylı olarak en az % 10 oranında oy veya kar payı hakkının olduğu durumlarda da taraflar ilişkili kişi sayılır. İlişkili kişiler açısından bu oranlar topluca dikkate alınır.”

- 4. fıkrasına (ç) bendi eklenmiştir.

“İşlemsel kar yöntemleri: Emsallere uygun fiyat ve bedelin tespitinde ilişkili kişiler arasındaki işlemden doğan karı esas alan yöntemleri ifade eder. Bu yöntemler işleme dayalı net kar marjı yöntemi ve kar bölüşüm yöntemidir. İşleme dayalı net kar marjı yöntemi, mükellefin kontrol altındaki bir işlemden; maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele dayanarak tespit ettiği net kar marjının incelenmesi esasına dayanır. Kar bölüşüm yöntemi, ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet karı ya da zararının, üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere uygun olarak bölüştürülmesi esasına dayanır.”

- 5. fıkrasına aşağıdaki ifade eklenmiştir.

“Mükellef ve Bakanlık belirlenen yöntemin zamanaşımına uğramamış geçmiş vergilendirme dönemlerine de tatbik edilmesini, VUK’un pişmanlık ve ıslah hükümlerinin uygulanmasının mümkün olması ile anlaşma koşullarının bu dönemlerde de geçerli olması halinde, anlaşma kapsamına almak suretiyle sağlayabilir. Bu durumda, imzalanan anlaşma söz konusu hükümlerde yer alan haber verme dilekçesi yerine geçer, beyan ve ödeme işlemleri buna göre tekemmül ettirilir. Anlaşmanın geçmiş vergilendirme dönemlerine uygulanması sebebiyle daha önceden ödenen vergiler ret ve iade edilmez”

- 7. Fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Transfer fiyatlandırmasına ilişkin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmiş olması kaydıyla, örtülü olarak dağıtılan kazanç nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler için vergi ziyaı cezası % 50 indirimli olarak uygulanır.”

- 8. fıkrasında ise Bakanlar Kurulu yetkisi detaylandırılmıştır.

17) Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlarda işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin mükelleflerce ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenmiş olan KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilmesi sağlanmıştır.

Kanun’un 44. maddesinde yapılan düzenleme ile KDV Kanunu’nun “İndirilemeyecek KDV” başlıklı 30. Maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan,

“Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi”

Düzenlemesine aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmiştir.

“(5520 sayılı Kanun’un 13. Maddesine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. Maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisi hariç)”

Bu doğrultuda, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlarda işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin mükelleflerce ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenmiş olan KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilmesi sağlanmıştır.

18) Tacir tarafından kullanılacak olan ticaret unvanı ile bunun altına atılacak imzanın ticaret sicil müdürü yahut müdür yardımcısı tarafından onaylanabilmesi sağlanmıştır.

Kanun’un 66. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın “Tescil” başlıklı 40. Maddesine aşağıdaki ifade eklenmiştir.

“Gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imzaya yetkili kişi, ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı noter onayı şartı aranmaksızın ticaret sicil müdürü yahut yardımcısı huzurunda yazılı beyanda bulunmak suretiyle de verebilir.”

19) Gelir Vergisi Kanunu’nun Mülga 33. Maddesi “Yurtdışına Hizmet Veren İşletmelerde İndirim” başlığıyla yeniden düzenlenmiştir. Kurumlar Vergisi Kanunu Madde 10/ğ’de sayılan “ Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurtdışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin” istihdam ettiği personelin ücretleri üzerinden hesaplanan vergiden indirim uygulaması getirilmiştir.

Madde 33: Bu Kanun’un 89. maddesinin 1. fıkrasının 13 numaralı bendi ile 13/06/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanun’unun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde yer alan indirim kapsamındaki faaliyet alanlarında hizmet veren işverenlerin, destek personeli hariç olmak üzere, münhasıran bu faaliyetler için istihdam ettikleri ve fiilen bu işleri ifa eden hizmet erbabına ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan vergiden, işverenin bu faaliyetlerinden sağladığı hasılatın %85’inin yurt dışından elde edilmiş olması ve fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şartıyla, her bir çalışan için faaliyetin yapıldığı yılın Ocak ayına ait asgari ücretin safi tutarının bu Kanun’un 103. maddesindeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir diliminde yer alan oranla çarpılmasıyla bulunan indirim tutarı mahsup edilir.

Bu indirim, yıl içinde vergilendirme dönemleri itibarıyla tahsil edilen vergilerin, bu maddede yer alan şartların gerçekleşmesi halinde, takvim yılına ilişkin yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihten sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergilerden mahsup edilmek suretiyle uygulanır.

Bu maddede yer alan %85 oranını, hizmet alanları itibarıyla veya kazanç tutarına bağlı olarak ayrı ayrı veya birlikte %50’ye kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

20) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında inşa edilen binalar için 5 yıl süreyle geçici emlak vergisi muafiyeti getirilmiştir.

Kanun’un 39. Maddesiyle Emlak Vergisi Kanunu’nun 5. Maddesine (g) fıkrası eklenmiş, bu fıkra ile yatırım teşvik belgesi kapsamında inşa edilen binalar için, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici emlak vergisi muafiyetinden yararlanılması düzenlenmiştir.

21) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamındaki yatırımlar için iktisap olunan veya tahsis edilen araziler için yatırım teşvik belgesi süresince emlak vergisi muafiyeti getirilmiştir.

Kanun’un 40. maddesiyle Emlak Vergisi Kanunu’nun 15. maddesine (e) fıkrası eklenmiş, bu fıkra ile yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlar için iktisap olunan veya tahsis edilen araziler için yatırım teşvik belgesi süresince emlak vergisi muafiyetinden yararlanılması düzenlenmiştir.

22) Bölgesel yönetim merkezlerine kurumlar vergisi muafiyeti getirilmiştir.

Kanun’un 55. maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Muafiyetler başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent ile bölgesel yönetim merkezlerinin; tüm giderlerinin Türkiye'de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya karından ayrılmaması kaydıyla, kurumlar vergisinden muaf tutulması düzenlenmiştir.

Bültenimizde yer alan konularla ilgili sorularınız için lütfen bizimle temasa geçiniz. 

Saygılarımızla,

*12.08.2016 tarihi itibarıyla güncellenmiştir.