Küresel Ticaret Savaşları

Yayınlanma Tarihi: 08 Nisan 2025


Küresel Ticaret Savaşları

ABD Başkanı Trump, dış ticaret politikalarında değişiklik yapma yönündeki adımlarını kararlılıkla sürdürüyor. Göreve geldiği günden bu yana mevcut düzenin gözden geçirilmesi gerektiğine dair mesajlar vermiş, bu doğrultuda Çin, Kanada ve Meksika gibi önemli ticaret ortaklarını etkileyen bazı kararlar almıştı. Nisan ayı başında ise tüm dünya ülkelerini ve küresel ticareti ilgilendiren yeni bir düzenleme yayımlandı.

Buna göre;

·        5 Nisan 2025 itibariyle ABD’ne ihracat yapan tüm ülkeler için %10 düzeyinde bir ilave gümrük vergisi uygulanmaya başlayacak.

·        9 Nisan 2025 itibariyle ABD’nin en çok dış ticaret açığı olan ülkelere ( en çok zarar veren ülkeler) özel olarak ve daha yüksek düzeyde belirlenmiş ilave gümrük vergisi oranları uygulamaya girecek (Annex I)

·        Şayet ithal eşyasının bünyesinde %20 veya daha fazla oranda ABD menşeili girdiler var ise, ilgili vergi sadece ABD menşeili olmayan girdilere uygulanacak.

ANNEX I

Country

Reciprocal Tariff,

Adjusted

Country

Reciprocal Tariff,

Adjusted

Country

Reciprocal Tariff,

Adjusted

Algeria

30%

 

Angola

32%

 

Bangladesh

37%

 

Bosnia and Herzegovina

35%

 

Botswana

37%

 

Brunei

24%

 

Cambodia

49%

 

Cameroon

11%

 

Chad

13%

 

China

34%

 

Côte d`Ivoire

21%

 

Democratic Republic of the Congo

11%

 

Equatorial Guinea

13%

 

European Union

20%

 

Falkland Islands

41%

 

Fiji

32%

 

Guyana

38%

 

India

26%

 

Indonesia

32%

 

Iraq

39%

 

Israel

17%

 

Japan

24%

 

Jordan

20%

 

Kazakhstan

27%

 

Laos

48%

 

Lesotho

50%

 

Libya

31%

 

Liechtenstein

37%

 

Madagascar

47%

 

Malawi

17%

 

Malaysia

 

24%

 

Mauritius

40%

 

Moldova

31%

 

Mozambique

16%

 

Myanmar (Burma)

 44%

 

Namibia

21%

 

Nauru

30%

 

Nicaragua

18%

 

Nigeria

14%

 

North Macedonia

33%

 

Norway

15%

 

Pakistan

29%

 

Philippines

17%

 

Serbia

37%

 

South Africa

30%

 

South Korea

25%

 

Sri Lanka

44%

 

Switzerland

31%

 

Syria

41%

 

Taiwan

32%

 

Thailand

36%

 

Tunisia

28%

 

Vanuatu

22%

 

Venezuela

15%

 

Vietnam

46%

 

Zambia

17%

 

Zimbabwe

18%

 






















İstisnalar

Geleneksel anlamda “Küreselleşme” çağının belki de bitişini simgeleyen bu karar, tüm ürünler ve ülkeler için geçerli değil. Kararda sınırlı da olsa kimi istisnalarının mevcut olduğunu görüyoruz.

Ülke bazında;

-         Kanada ve Meksika bu Kararın kapsamı dışında bırakılmış. Bu üç ülke arasındaki mevcut STA kapsamına giren ürünler bu karardan etkilenmeyecek. Kapsam dışı ürünler  %25 oranında (enerji grubu için %10 oranında) tarifeye tabi…

Ürün bazında;

-        Karar kapsamına girmeyen eşyalar 6 ana kategoriye ayrılmış durumda (Annex II). Buna göre aşağıdaki ürün grupları bu Karardan etkilenmeyecekler.  

o   50 USC 1702(b)'ye tabi maddeler;

o   Hali hazırda 232. Bölüm tarifelerine tabi olan çelik/alüminyum maddeler ve otomobiller/otomobil parçaları;

o   Bakır, ilaçlar, yarı iletkenler ve kereste maddeleri;

o   Gelecekte 232. Bölüm tarifelerine tabi olabilecek tüm maddeler;

o   Değerli madenler ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmayan enerji ve diğer belirli mineraller.

 

Ticaret savaşlarının perdesi aralandı…

Düzenleme doğal olarak tüm dünyada yankı uyandırdı. Zira Trump bu Karar ile tüm ülkeleri pazarlık masasına oturmaya davet ediyor.  Bu davet cümlesinin hemen ardından “müzakerelerden elde edilen sonuçlara bağlı olarak” bu oranların artması veya azalmasının da ihtimal dahilinde olduğunu ekliyor.

Kararın duyurulmasının ardından tüm ülkeler ve Dünya Ticaret Örgütü endişelerini/tepkilerini dile getirdi. Kararın dış ticaret hacmini azaltacak/dönüştürecek bir etkisi olduğunu tahmin etmek güç değil.. Piyasalar da bu karardan elbette ki olumsuz etkilendi.

Ülkelerin bu düzenlemeye kayıtsız kalması pek mümkün görünmüyor. Nitekim açıklamalar da bu yönde. Buna karşın karar ile oluşan yeni vergi yüklerinin sabit kalacağını varsaymak pek olası değil, daha ziyade bu yeni durumu hayali bir grafikte “t1” noktası gibi düşünmek lazım. Diğer ülkelerin alacağı kararlar ( Çin’in misilleme olarak ABD menşeili ürünlere %34 oranında ilave vergi uygulama kararı gibi) ile kartlar yeniden dağıtılacaktır (t2). Bu gibi durumların getireceği gerilim veya belirsizlikler ise üretim süreçlerini ve yatırım planlarını etkileyecektir.

Kararda vergi yükleri belirlenirken kullanılan formülün temelinde ABD’nin ilgili ülke ile ticaretindeki dış ticaret açıklarının yattığı biliniyor (söz konusu yüzdesel değerin yaklaşık yarısı). Türkiye %10’luk baz vergi alınan ülkeler grubunda yer alıyor.  Diğer ülke oranlarına bakılınca %10’luk oranın görece bir iyi hal olarak yorumlandığını söylemek mümkün. Ancak oranın düşüklüğü tek başına bir değer ifade etmeyecektir. Hangi sektörlerin bu karardan ne şekilde etkileneceği, küresel tedarik zincirindeki diğer ortakların verileri de dikkate alınarak sektör bazında çalışmayı gerektiriyor. Örneğin tekstil sektöründe Uzakdoğu ülkelerindeki vergi yükleri dikkate alındığında bir avantaj yaratması beklentisi daha yoğun.

Yine de AB’ye uygulanan %20’lik oran ile karşılaştırarak basit bir ‘avantaj hikayesi’ yaratmak yeterli olmayacaktır. Yalnızca AB’ne ihracat yapan şirketler dahi mevcut pazarın daralması ihtimalini de göz önüne almak durumunda kalabilir. Kısacası üretim merkezlerindeki olası kaymalar, tedarik zincirine yeni halkaların eklenmesi/eksilmesi gibi pek çok unsur aynı anda değerlendirilmeli. 

Anlaşılacağı üzere yeni dönemde gümrük & dış ticaret uzmanlarının ev ödevlerinin arttığı çok açık.

Bu süreçte şirketlerin ajandasında hangi başlıklar öne çıkabilir? 

-        Şirketlerin sektör ve rakip analizlerini gözden geçirmesi gerekiyor. Yatırım planlamalarını dış ticaretteki son gelişmelere göre revize etmeleri ve süreci çok yakın takip etmeleri en dikkat edilmesi gereken konuların başında geliyor.  Küresel tedarik zincirindeki kırılma veya dönüşüm hızı da bu anlamda bir takibi zorunlu kılıyor.

-        Mevcut üretim süreçlerini menşe esaslı bir bakış açısı ile incelemek faydalı olacaktır. Bu tür bir analizin pazarda oluşabilecek herhangi bir boşluğu dolduracak bir strateji geliştirilmesine katkı vereceğini öngörmekteyiz.

-        İhracat pazarlarındaki olası daralmalara karşı alternatif rota araştırmaları yapmak, olası riskleri yönetmeye katkı sağlayacaktır.

KPMG Gümrük &Ticaret ekibi olarak süreci yakından takip etmeye devam edeceğiz.

 

 

 

 

 

 

 

 

Zahide Demir
Yardımcı Ortak, Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri
zdemir@kpmg.com